66. BÖLÜM: "Korkak Kız"

52.5K 2.3K 158
                                    


Enes bana doğru geliyordu. Ondan korkmalı mıydım bilmiyorum ama Mert'in beni onunla görmesini istemezdim. Üstelik aramızdaki üçüncü kişiler böylesine çokken...

Enes yanıma geldi ve Deniz'e bakarak "Deniz, kardeşim bizi biraz yalnız bırakır mısın?"dedi.

Deniz şaşırmıştı ama "Tamam."dedi ve işaret parmağını bana doğru uzatıp "Acele et yeşil kız, Mert seni aramasın sonra."diye ekledi.

Deniz bizden yürüyerek uzaklaşırken arkasından bakakaldım. Şimdi Enes'le yalnızdık ve olucaklar beni ürkütüyordu.

"Korkmana gerek yok Ada, çok kısa konuşucam."

Başımı salladım ve "Peki, tamam."dedim.

Elini kafasına götürdü ve hafifçe kaşıdıktan sonra gözlerini kısarak bana baktı.
"Mert'le sen... yani sizin aranıza girmek istemem. Yani tekrar birleştiğinizi duydum da!!!"

Enes'e gülümsedim ve "Evet, biz artık eskisinden daha da bağlıyız birbirimize!"dedim.

"Biliyorum Ada, ve şunu bil ki seni zor duruma düşürecek hiç bir şey yapmam."dedi ve derin bir nefes aldıktan sonra ekledi.
"Ben... ben senden gerçekten çok hoşlanıyorum Ada, yani lütfen yanlış anlama ama başından beri, ben senden hoşlanıyorum."

"Enes ben..."

"Ama ben bunu seni zor durumda bırakmak için söylemiyorum Ada. Aksine, beni yanlış anlamanı istemiyorum. Bak eğer sen Mert'in kızı olmamış olsaydın her şey çok farklı olurdu. Ben, ben senin için çabalardım. Yani Mert'le değilde başka biriyle olmuş olsaydın seni elde etmek için, benim kızım olman için her şeyi yapardım Ada. Ama Mert seni gerçekten hak ediyor ve bunu herkese ispatladı. Bu yüzden ben aranızdan çekiliyorum ve seni Mert'e bırakıyorum. Çünkü o seni hak ediyor, o seni benden daha çok hak ediyor."

Enes'e ve söylediklerine inanamıyordum. Gözlerimi açmış, ona öylece bakakalmıştım. Ne yapıcağımı ne söyleyeceğimi asla bilmiyordum. Tek yaptığım şey öylece durmuş ona bakmak ve dudaklarından dökülen kelimeleri idrak etmeye çalışmaktı.

Enes sözlerine devam etmeye başladı.
"Yani lütfen beni yanlış anlama Ada. Eğer... eğer bir gün olurda yardıma ihtiyacın olursa ya da biri seni üzmeye, canını yakmaya kalkarsa ben, yani resim öğretmenin hep yanında. Beni istediğin zaman arayabilirsin Ada. Telefonlarım sana hep açık!!!"

"Ben... tamam, tamam ararım."dedim biraz düşündükten sonra.

"Tamam küçük öğrencim, şimdi gidiyorum. Mert beni görürse bir tatsızlık çıkabilir."dedi ve oturduğu yerden ayağa kalktı.
Tam gidicekken parmağını masadaki boş likör bardağıma uzattı ve "Aaa unutmadan, likör... çilekli değil mi?"dedi.

Başımı onaylarcasına salladım ve "Evet, çilekli."dedim.

"Ahududu, yani ahududu çilekten çok daha iyidir. Bir dene bence!!!"

Enes'e gülümsedim ve "Peki!!!"dedim.

O uzaklaşıp gözden kaybolurken arkasından bakakaldım. Şaşırmıştım, söylediği şeylere, yani hepsine.
Birincisi, benden hoşlandığını söylemişti. İkincisi, ikimizin arasından çıkıcağını söylemişti.
Hala aklım almıyordu. Söyledikleri gerçek miydi, yoksa likörün etkisiyle hayal falan mı görüyordum?

Ben oturmuş, bu düşüncelere dalarken telefonumun çalmasıyla birlikte hayal dünyamdan sıyrılıp gerçek dünyaya dönüş yaptım. Çabucak küçük sırt çantamı sırtımdan çıkarıp fermuarını açtım. Elimi içine sokup telefonumu buldum ve onu çekip dışarıya çıkardım.

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin