42.BÖLÜM: "İyi Uykular"

71.6K 3K 244
                                    


Parmaklarımı çekiştirdiğim saçlarından ayırdım ve tişörtünü kavradım. Tişörtünü yukarıya sıyırdım ve onu sert gövdesinden çıkardım. Şimdi karnındaki kaslar ve onu sergileyen dövmeleri gözler önüne serilmişti. Parmaklarımı yavaşça göbek deliğinin milim aşağısındaki dövmede gezdirdim ve ardından dudaklarımı tam oraya bastırdım. Kasılan karnını hissedebiliyordum.
Parmaklarıyla saçımı kavradı ve beni yüzüne bakmaya zorladı.
Gözlerim onunkilere kenetlendiğinde bana seslendi.
"Ada, durmalısın. Yoksa seni durduramam."

Ona doğru yaklaştım ve dudaklarım önce boynunu, sonra kulaklarını ziyaret etti. Son ziyaretinde fısıldadım. "Peki ya durmak istemiyosam?"
Ardından dudaklarımı yukarıya kıvırıp sırıttım.
Parmaklarını çeneme doğru kaydırdı ve "Emin misin?" diye seslendi.
Başımı yukarı aşağı salladıktan sonra dudaklarımızın bir kez daha buluşmasını sağladı ve gömleğimin düğmelerini koparırcasına açmaya başladı.

*

Gözlerimi hafifçe kırpıştırdım. Kirpiklerimin arasından süzülen ışık hüzmesi gözlerimin kamaşmasını sağlıyordu.
Kollarımı yavaşça yukarıya gerdim ve esnedim. Kendime gelmem saniyeler almıştı.

Yatağın içinde hafifçe doğruldum ve öylece etrafıma bakındım. Mert ortalıkta görünmüyordu. Onu en son uykuya teslimiyetimden önce anımsıyorum. Alnıma küçük bir öpücük kondurmuş, saçlarımı okşamıştı.
"İyi uykular küçük kız."

*

Salona giden merdivenlerden inmeye başladım. Ev öylesine sessizdi ki basamaklardan çıkan gıcırtılar bütün eve yayılıyordu. Tahta zemine bastığımda vücudumu çıplak ayaklarımdan bedenime yayılan bir ürperti sardı.
Salona doğru yöneldiğimde Mert'i gördüm. Masanın önünde oturmuş, laptopunun ekranına bakıyordu. Gözleri ekrana kenetlenmişti ve alt dudağını kanatırcasına ısırıyordu.
Onu izlediğimi görünce taktığı kemik gözlükleri çıkardı ve laptopunun kapağını kapattı. Bana doğru kollarını açtı ve "Buraya gel sevgilim!"diye bağırdı.
Ona gülümsedim ve yanına gidip kucağına atladım. Ardından boynuna küçük buseler kondurmaya başladım.

"Heyy, sandığımdan daha büyükmüşsün anlaşılan. Sana yetemeyebilirim küçük kız."

"Seni öperek öldürmem bayağı trajikomik olurdu Kuralsız. O yüzden sanırım sana hayatta kalabileceğin kadar bırakabilirim."

Gülümsedi, beyaz dişleri ortaya çıktığında içim ısındı. Öylece durup uzun bir süre ona bakabileceğimi hissettim. O öylesine mükemmel, öylesine kusursuzdu ki etrafındaki her şey önemsiz birer madde halini alıyordu. Yüzünü incelemeye devam ettim. Çenesi... kemikli ve davetkâr çenesi öylesine kusursuz işlenmişti ki gerçek olmadığına yemin edebilirdim.
Kucağında oturmuş, bunları düşünürken tok sesi kaybolduğum denizden çıkmamı sağladı.
"Ada!"

Silkelendim ve gözlerimi kırpıştırdım.
"Aaa, ben dalmışım. Üzgünüm."

Sessizce güldü.

"Şey... Mert sana bi şey sormak istiyorum."

"Evet, sevgilim."

"Sen...sen... neden dün gece beni durdurdun?Ben yani şey... düşündüm ki..."

Kaşlarını çattı.
"Ne düşündün?"

"Ben... şey... yeterince iyi olmadığımı."

Parmaklarını yavaşça saçlarımda gezdirdi ve onları hafifçe çekiştirip burnuna yaklaştırdı. Ardından uzun bir soluk alıp kokumu içine çekti.
"Seni ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsin Ada."

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin