12.BÖLÜM:"Sen Kaşındın"

151K 6.1K 1.3K
                                    

Multimedia- İmagine Dragons - Shots


Arabaya doğru ilerlerken havanın karardığını farkettim.
Bu ne anlama mı geliyordu?
Yani amcam büyük ihtimal kudurmuştu.
Arabaya binmeden önce durdum ve elimi çantama attım.
Mert durduğumu farkettiğinde bakışları sertleşti.
"Ne ooo, gelmiyor musun yoksa?"

"Aaaa Mert, be ben... Amcama haber vermeyi unuttum.Kim bilir şimdi ne kadar endişelenmiştir."

"Tamam, dışarısı soğuk. Arabaya geç, içerde ararsın."dedi ve elleri siyah deri ceketinin fermuarına doğru yönelip, onu geniş omuzlarından çıkardıktan sonra bana doğru uzattı.

"Üşüyeceksin, al giy bunu."

"Sağol."dedim ve verdiği ceketi üstüme geçirdim.
Onun vücudunda muhteşem ötesi duran ceket, beni babasının kıyafetlerini deneyen küçük bir kız gibi göstermişti.
İçinde neredeyse kaybolmuş, kara delik beni yutmuş gibiydi.

"Hhaahhahaahaah"
Mert'in gülüşü geceyi bir kılıç gibi kesti.

"Çok yakıştı küçük kız."

"Dalga geçmeseneee."diye carladım ve ona dilimi çıkardım.

"Haha"
"Sen gerçekten lakabının hakkını veriyosun.Böyle devam küçük kız."dedi ve elini yumruk yapıp baş parmağını kaldırarak okey işareti yaptı.

"Mertt, ben bu topuklularla yürüyemiyorumm. Yanii çok zor."

"O zamann, gel burayaaa küçük kızz."dedikten sonra beni sırtımdan kavrayarak kucağına aldı.

"Hahahaa"dedim gülüşlerim geceyi inletirken.
"Bırak beniii"

"Çok güzel gülüyorsun. Sonsuza kadar gülmen için seni sonsuza kadar böyle taşıyabilirim."

"Mert, şaka yapma, hadi indir beni."

Mert, beni kucağında taşıyarak arabanın ön sağ kapısına geldi ve kapıyı açtıktan sonra beni arabaya bindirdi.
Kapıyı kapattı ve arabanın önünden dolaşarak sürücü koltuğunda yerini aldı.

Araba hareket ederken telefonumun açma tuşuna dokundum ve rehbere girdim. Rehberde İlter Amcam yazısını görünce arama işaretine bastım.

Amcam telefonu saniyesinde açmıştı. Beni beklediği her halinden anlaşılıyordu.
Ona bugün Eylül'de kalacağımı söyledikten sonra endişesi biraz olsun dindi ve sesi durulaştı. Nermin teyzeye ve Aras'a selam söylemesini isteyip telefonu kapattım.

"Amcan, seni çok mu merak ediyo?"

"Hmmmm. Sanırım sorunun cevabı evettt."

"Neden peki, yani sence bunun bi sebebi var mı?"

"Şeyyyy aslındaa!"

"Evet Ada, bana güvenebilirsin."

"Anne ve babamın ölümü üzerine intihara kalkışmıştım.
Veee o tekrar yaparım diye korkuyor."

Mert'in büyük elleri ellerimin üstüne yöneldi ve sıkıca tuttu.
"Bunun bi daha olmasına asla izin vermem."

Gözlerinin içine baktım ve gülümsedim.

Amcama Eylül de kalacağımı söylediğim için onu da aramalıydım.
Eylül'ü arayıp içinde bulunduğum durumu açıklayınca sesi telefondan heyecanlı gelmişti.
Kuralsız'ın yanında olduğumu söylediğimde sevinçten nasılda deliye döndüğünü anlatamam.

Yarım saatlik bir yolculuktan sonra araba durdu. Mert arabadan indikten sonra ben de kapıyı açıp ardından indim.
Partinin olduğu bina triplex(üç katlı)
ve müstakil bir evdi. Dış cephesi bembeyaz bir boyayla boyanmış, bu beyaz, gecenin karanlığında evin parlayıp güzel bi görünüme kavuşmasını sağlamıştı.
Evin uzun demir parmaklıklı bahçe kapısını geçtikten sonra mor ve pembe çiçekler bizi karşıladı. Çiçekler gerçekten eve apayrı bir hava katıyordu.
Evin giriş kapısında beş altı basamaklı mermer bir merdiven,(Kuralsız'ın dişleri kadar beyazdı.) ve merdivenin her iki tarafında beyaz sütunlar bizi karşıladı.

Eve yakınlaştığımızda içerden gelen müzik sesi partinin başladığına işaretti.

Kuralsız elini yumruk yaparak kapıyı çaldı.
Kapı, birkaç saniye sonra açıldı.
Kapıyı açan Kuralsızlardan olduğunu anladığım bir çoçuktu.
Yaniii onu kafede, Mert'in oturduğu masada görmüştüm.
Çocuğun koyu kahve gözleri ışıltıyla parlıyordu ve ensesinde topladığı uzun sarı saçları ona havalı bir görünüm veriyordu. Mert kadar fazla dövmesi olmasa da bu konuda asla azımsanmıcak kadar çok dövmesi vardı. Uzun gri yırtık bir tişört giymiş, iki kolunu Mert'e doğru açarak kapıda duruyordu.
"Heyyy Mert, nerelerdesin yaa? Parti sensiz olmazzz."

Mertle kucaklaştıktan sonra bana doğru döndü, gülümsedi ve işaret parmağını bana doğru uzatarak,
"Yanılmıyorsam sen Ada olmalısın."dedi ve elini sıkmam için bana doğru uzattı.
Kemikli ve ince parmaklı eline uzandım ve sıktım.
"Memnun oldum Ada, ben Bora."dedi bana otuz iki diş gülümseyerek.

"Memnun oldum."

"Eeee hadi içeri geçin."

Mert'le birlikte içeri girdik. Girdiğimizde ortamın sıcak olduğunu hissettim ve hala üstümde olan Mert'in ceketini çıkardım.
Kapının sağında duran geniş askılığa astım.

Mert beni belimden tutarak içeriye doğru yürüttü. Holden içeriye doğru yürüdüğümde beni bekleyen şeyi gördüm ve ağzım şaşkınlıktan bir karış açık kaldı.
Mert'e doğru döndüm ve tek kaşımı yukarıya kaldırdım.
Mert bana bakarak gülümsedi ve omuz silkti.
"Sen kaşındın küçük kız."

yazar: elenaor1

instagram: iremtpuz

snapchat: iremtpuz

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin