Multimedya🐞Teoman - Çoban Yıldızı
(En sevdiğim şarkılardan biridir :)Uzun zamandır kendimde değildim ve zaman kavramımı yitirmiştim. Ne kadar zamandır duvarın başında dikildiğimi bilmiyordum. Sadece dikiliyordum işte. Yaptığım tek şey öylece durup dikilmekti sadece.
Gördüğüm, gözlerimin önüne yığılan gerçekler taşıyamayacağım kadar ağırdı. Mert'in bana bunu yaptığını düşününce beynim duruyordu ve kalbim parçalanıyordu.
Gözlerimi kırpıştırdım ve caddeden ayırdım. Uzun bir süre tek bir noktaya odaklandığım için görüşüm net değildi. Elimle sertçe ovuşturduğumda birkaç damla yaş süzüldüğünü hissettim. Beton zemine düşen damlalar küçük izler bırakmıştı.Kafayı yemek üzereydim. Ben... ben gerçekten kafayı yemek üzereydim.
Telefonun çalıyordu, keskin ses içinde bulunduğum bulanık halden çıkmamı sağlamıştı.
Elimi çantamın içine attım ve telefonumu alıp ekrana baktım. Arayan kişi Mert'ti. Açıp açmama konusunda uzun bir süre düşündüm ve sonunda telefon kapandı. İkinci kez çaldığında ise aramayı kabul edip kulağıma yaklaştırdım.
"Alo, sevgilim!!!""Mert!!!"
"Aşkım sen iyi misin? Sesin ağlamış gibi geliyo!!!"
"İyi değilim. Hem de hiç iyi değilim!!!"
"Ada, ne olduğunu söyler misin? Senin ağlamana izin veremem."
"Öyle mi? Öyleyse hemen konuşmamız lazım!!!"
"Tamam sevgilim, nerdesin?"
"Durağın karşısındaki sokağın başında!!!"
"Tamam. Orada bekle, hemen geliyorum!!!"
Telefonu kapatmıştı ve şimdi... şimdi yüzleşme zamanıydı. Onu beklemeli ve artık yüzleşmeliydim.
- 10 dakika sonra-
Mert'in arabası bana doğru yaklaştı ve tam önümde durdu. Sürücü kapısı hızlıca açıldı ve Mert beton zemine ayak bastıktan sonra arabadan indi. Sertçe kapıyı kapattı ve bana doğru büyük adımlar attı. Bana yaklaştığında aramızda santimler kala durdu ve beni kolumdan çekip kendine yapıştırdı. Eli saçlarımda geziniyordu ve beni sıkıca saran güçlü kollarından vücuduma sızan sıcaklığı hissetmemek mümkün değildi.
Zorda olsa bileklerimden güç alıp onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Ellerimle onu göğsünden ittim ve aramızdaki mesafenin gittikçe artmasını sağladım.Bana soran gözlerle baktı ve "Ne oldu Ada, neyin var senin?"dedi.
Gözlerine baktığımda dudaklarım söylemek istediğim sözcüklerin dökülmesine izin vermedi. O gelene kadar düşünmüştüm, nasıl başlamam gerektiğini, ağzımdan çıkan sözleri, kelimesi kelimesine ezberlemiştim.Sen... sen adi bir pisliksin Mert Arıcan.
Senden ve o iğrenç metresinden iğreniyorum. Adı üstünde iğrenç. İnsanları iğrendirmek için varlar.
Hiç bir şey söylemicem. Midemi bulandırıyosun.
Mert... sevgilim. Pelin bana bir fotoğraf gösterdi ama ben hala seni seviyorum ve fotoğrafa rağmen o kıza inanmıyorum. Çünkü ben aptal ve gerizekalı bir kızım.
Sen tam bir pisliksin Mert Arıcan.
Aşkım Pelin bana senin metresin olduğunu söyledi. Olsun ama ben seni affediyorum.
Ben aptalım, sense seks bağımlısı bir psikopatsın. İkinizde psikopatsınız.
Pelin bana ikinizin birlikte olduğunu söyledi sevgilim. Ve aranızdan çekilmemi. Bense onun dediğini yapıp aranızdan çekilicem sevgilim. Çünkü o kız benden zeki. Bense lanet olası bir aptal!!!
Sevgilim, Pelin'in bana gösterdiği fotoğraf fotomontajdı biliyorum. Çünkü ben çok zekiyim. Çünkü ben hemen anlıyorum ve bu yüzden git o kıza haddini bildir.
Mert, açıklama falan yapmak istemiyorum. Sadece senden ayrılıyorum ve üzülmene gerek yok. Benden çok daha zeki ve güzel kızlar bulabileceğine eminim.
"Ada!!! Neler olduğunu açıklıcak mısın artık?"
Mert'in sesiyle içinde bulunduğum durumdan çıktım ve başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Bütün o aklıma gelen cümleler, kelimeler ve harfler... bir anda uçtu ve ne diyeceğimi bilmeden onun yüzüne bakmaya devam ettim.
"Sevgilim, söyle artık!!!"
"Mert, Mert artık bana sevgilim demeyi kes lütfen!!!"
"Aşkım sen neler saçmalıyosun böyle!!!"dedi ve eliyle kolumu tutmaya çalıştı fakat elini ani bir hışımla ittim.
"Aşkım da yok!!!"
Mert kollarını göğsünde bağladı ve "Tamam, aşkım da yok. Ama artık neler olduğunu söyler misin?"dedi.
"Söyler misin, sen beş aydır ne halt ettin?"
"Ada, bu... bu ne demek şimdi?"
"Ne demekse o demek işte. Sorumu yanıtla Mert Arıcan. Namı diğer Kuralsız!!! Beş ay boyunca ne halt ettin sen?"
"Ya Ada sakin olur musun? Londra'daydım, biliyosun!!!"
"Onu sormuyorum. Londra'da ne yaptığını soruyorum."
"Ada böyle bağırmaktan vazgeç artık. Herkes bize bakıyo."
"Mert. Soruma cevap ver!!!"
"Aklından neler geçiyo senin?"
"Öyle mi, aklımdan neler geçtiğini mi merak ediyosun?"
"Evet. Evet tam da onu merak ediyorum!!!"
"Tamam. Tamam söyle o zaman. O beş ayda hiç Pelin'le birlikte oldun mu?"
"Ne!!!"
"Sorumu duydun, cevap ver!!!"
Mert bakışlarını gözlerimden çekti ve yukarı doğru kaydırdı. Derin bir nefes aldı ve birleştirdiği kollarını indirdi.
"Ada, nerden çıktı bu şimdi? Pelin sana bi şey mi söyledi?""Evet, evet Pelin bana bi şey söyledi Mert!!!"
Mert'in bana yönelttiği sorgulayıcı bakışlardan sonra derin bir nefes aldım ve "Pelin... Pelin bana o beş ay boyunca her gün onun kollarında uyuduğunu söyledi. Senin onunla yattığını söyledi. Sana benim veremediklerimi verdiğini söyledi."
"Ya Ada, saçmalama!!!"dedi ve beni kolumdan yakaladı.
"Ya bırak!!! Dediğine göre o gerçek bir kadın, bense aptal küçük bir kız çocuğuymuşum Mert!!!"
"Ada beni bi dinler misin?"
"Hayır, hayır dinlemek istiyorum. Zaten her şey yeterince açık. O... o bana fotoğrafı gösterdi. Artık hiç bi şüphem kalmadı Mert!!!"
"Ne fotoğrafı!!!"
"Pelin'le birlikte aynı yatakta yarı çıplak bir şekilde yattığın fotoğraf!!!"
"Ne... nasıl yani?"
"Tamam Mert, daha fazla dinlemek istemiyorum. Midemi bulandıran detaylarla daha fazla uğraşmak istemiyorum. Daha önemli işlerim var!!!"dedim ve omzumdan sıyrılarak yere düşmüş olan çantamı kapıp oradan koşarak uzaklaşmaya başladım.
"Ada dur, bekle. Beni dinlemelisin!!!"
Mert'e aldırmadan otobüs durağına doğru koşmaya başladım ve beklediğim otobüsün geldiğini gördüğümde daha da hızlandım. Bir çırpıda otobüse bindim ve kartı bastım. Mert arkamdan koşuyordu fakat otobüsün kapısına yetiştiğinde kapı kapandı ve otobüs ilerlemeye başladı.
Artık ondan kurtulmuştum, istediğim olmuştu işte. Ama neden bir yanım ondan nefret ederken ve ağzından çıkacak tek bir kelimeyi dinlemek istemezken bir yanım hala umut ışığı arıyordu. Neden onun ağzından çıkacak inkarları duymak istiyordum?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden?
Neden?Evet bebeklerim, üzücü haber!!!
Bölüm sonu.
Ama yb en kısa zamanda sizlerle.😌
Beklemede kalın!!!
💋💪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Ficção AdolescenteAda, 18'ine gireceği gün anne ve babasının ölümüyle sarsılır. Ailesinin ölümü üzerine hayatta kalan tek akrabası olan amcası, onu İstanbul'a götürür. Ada, artık hiç bilmediği yeni bir şehirdedir ve yapayalnızdır. Onu karanlığın pençesinden kurtaran...