2.Bölüm/Kalem ve Kılıç

8.9K 335 90
                                    

"Kalem, kılıçtan üstündür!"

Tek bir parmağın hareketiyle mermi yerinden çok hızlı bir şekilde çıkmış, Hazal'ın önünde ki ağacı sıyırarak ikilinin kendilerine gelmelerini sağlamıştı.

"Hazal!"Kartal'ın uyarıcı sesiyle Hazal,kendini ağacın arkasına atarken Kartal da hızlı bir şekilde az önce ateş eden adamı bakışlarıyla bulup ateş etmişti.

Oğuz, arkasına güvendiğinden dolayı duvarın ardından çıkıp hızla Hazal'ın yanına varıp gözleriyle süzdü tekrar emin olmak için ama bu, fazla uzun sürmeden sarılırvermişti Hazal.

En az onun kadar yanlarında ki Emre'de şaşırmış,tuhaf bakışlarıyla onları izlemeye koyulmuştu.

Onların birbirlerine satılmaları hep iyi gelmişti,hep sımsıkı sarılarak acılarını paylaşmışlardı.

"Nasıl?"ayrılmak istemese de sorusunun cevabını almak için ayrıldı Oğuz."Anlatmaya zamanımız var mı sence Oğuz?"elini omzuna koyup ikna etmeye çalıştı."Ama söz,her şeyi atlatınca anlatırım."Oğuz,istemese de başını olumlu anlamda sallayıp etrafa göz gezdirdi.

Timinin aklından çıkması hiç hoşuna gitmemişti zira içlerinde bulundukları durum hiçte normal değildi.

Onlara doğru ateş edilmesiyle Oğuz'da kendine bir ağaç bulmuştu ama ağaçların yeterli olmadığının farkındalardı.

Biraz uzağında ki Asteğmen Turan ile karşılaşınca tüm bu seslere rağmen,"Kademeli olarak köye çekiliyoruz,"dedi Oğuz.

Hazal'la göz göze geldi,yine bir şeylerin peşinde olduğunu aradan zaman da geçse anlamıştı.

"Olmaz."onu umursamadan şarjörlerini kontrol edip kendisine bakan iki kişiyi inceledi önce.

"Ben zaten onlarlayım,Jammer'ı çözmekten başka çaremiz yok."Emre,durumu çözmeye çalışırcasına bakarken Oğuz düşüncelere dalmıştı ama Hazal,daha fazla vakit kaybetmemek için yerinden uçarcasına çıktı.

Zaten ortada görünmediği için şüphe çekmişti ama artık onlarla bir işi olmadığı için bunun bir önemi yoktu.

Ancak, onların yanına varmak için önce timin atışlarından kurtulması gerekiyordu ki iletişim olmadığı için bu da zor olacaktı ama en azından,kardeş kurşunuyla ölmeyi daha mantıklı buluyordu.

Siyah minibüs gözüne ilişince silahlarını iki bacağında ki kılıflarına yerleştirip kendilerine öfkeyle bakan üç kişiye döndü.

"Sen öncü gruptaydın,bu,"sözü,Hazal'ı yüzüne geçirdiği yumrukla yarıda kesilmiş,araca çarparak yere düşmüştü.

Hemen kendisine doğrultulan tüfeğe sert bir tekme geçirip düşmesini sağlayarak geride ki bacağıyla da adamın göğsüne tekmeyi geçirip nefes alamadan yere düşmesini sağladı.

Aracın arkasından bir anda çıkıp ancak yumruk yumruğa başa çıkabileceğini düşünerek Hazal'a sert olduğunu düşündüğü bir yumruk salladı ama beklemediği bir şekilde kolunun altına yumruğu yiyip iki büklüm oldu.

Sırtına da dirseği yiyip tekme atılmasıyla  doğrulmaya çalışan diğer teröristle birlikte yeri boyladılar.

Yerde ki tüfeğini de alıp minibüste ki gördüğü her yere sırıtma eşliğinde ateş etti Hazal.

Telefonunu cebinden çıkarıp Oğuz'un hâlâ aynı numarayı kullandığını düşünerek aramayı yapınca Oğuz'u da gurur dolu bir gülümseme almıştı.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin