"Bir can,bir hayal, bir yaşanmışlık...""Hayır aga,menemen soğansız olur.Benden iyi mi bileceksiniz?"kendi fikrinin kesinlikle doğru olduğunu düşünüyordu Kartal.Aksini kabul etmesi mümkün değildi.
Fatih kaşlarını kaldırıp,"Hayır oğlum,soğanlı olur," dedi.Sıradan bir cümlede bile bu kadar karizma durması inanılır gibi değildi.
Tim onu iyi ki kapmıştı.
Demet,tuvalet için kalkınca Hazal'ın kaş göz işaretleriyle Fatih durumu hemen anlayıp o da kalktı.Bu işi,belki de şimdi çözmeliydi.
"Demet,"arkasını dönünce,"Yemekten sonra konuşalım mı biraz?"diye bitirdi cümlesini Fatih.
O ne kadar sakin de söylese,Demet oldukça netti."Konuşacak bir şey yok."sertçe koridora doğru ilerleyince Fatih, olabildiğince nahif bir şekilde kolundan tuttu."Lütfen."arada ki mesafeyi kısaltarak yine yapmıştı yapacağını.
Fatih'in yüzünü daha yakından inceledi,ciddi olduğunu görünce kararını değiştirdi."Randevu defterime bakmam lazım."Fatih istediği cevabı alınca gülümsedi,samimi bir şekilde.
Ayrı ayrı tekrar masaya dönüp çoktan değişen konuya dahil oldular."Benim de şark görevi 2 aya bitiyor."elinde ki bardağı masaya koydu Barış.
Turan'ın kardeşiydi,buraya taşındıklarını duyduğu için hemen gelmiş ve bunu duyan tim onu yalnız bırakmayıp aralarına davet etmişti.
"Ne güzel işte.Alırsın nişanlını, çekilirsin kenara."Ertan Yarbay'ın fikri,timde ki birkaç kişiye hiç iyi gelmemişti.
"Ya komutanım evleniyor diye niye çekilsin kenara?Ne güzel buralar aksiyonlu vallaha."ah o Kartal hiç vazgeçemezdi aksiyondan.
Tabii konu evlilikten açılınca ışık hızıyla hayal dünyasına giriş yapmış, hiçte gerçeği yansıtmayan bir plan kurmuştu kafasında.
"Aynen,o yüzden çift şark yapacağım."kararlılığıyla Kartal'dan bir artıyı daha almıştı Barış.
Küçük gruplar halinde farklı sohbetler dönüyor,bir anda konudan konuya atlamayı çok iyi başarıyorlardı.
"İşte şimdi belli oldu sizin niye iyi anlaştığınız."Oğuz'un tespiti doğru olmalıydı, Barış'la Emre'nin iyi anlaşmalarının sebebini tek bu konu açıklardı çünkü.
Çalan telefon,pek kimsenin umrunda olmadığı için durumdan yararlanarak masadan kalktı Ertan Yarbay.
Aldığı emirle,masaya döndü tekrar.Herkes duraksamıştı ve o az önce çok mutlu olan timini hiç bölmek istemeyerek araladı dudaklarını."Çıkıyoruz."net tavrıyla birbirleriyle bakıştı tim.
Oğuz'da bakışlarından onay alınca,hemen yerlerinde doğruldular.Yapacakları tek şey belliydi.
Gitmeleri gerektiğini anlamış,yine mutlulukları yarım kalmıştı.Bu sefer, içlerinden en çok üzülen ama belli etmemeye çalışan Alçin'di.
Onun ellerini tuttu Hazal,"Merak etme."buruk gülümsemesinin ardından başka bir şey söyleyemedi.Ne olacağını bilemezdi,bu durumda umut vermesi de fazlasıyla saçma olurdu.
Sadece bir saat mutlu olacaktı bu kadar insan,sadece bir saat tüm stresten uzaklaşmış olacaklardı.
Hepsi kısaca birbirleriyle vedalaştıktan sonra,güzel dilekleriyle çıktılar yola,buydu işte.Onların hayatı da,sevdası da hep yarımdı.
Hazal'dan
"Sadece halkın nabzını yokla çık Hazal,tamam mı?"başımı olumlu anlamda salladım.Çiçeği burnunda Oğuz'umuzu üzmeyi istemezdim çünkü.
![](https://img.wattpad.com/cover/168771962-288-k918694.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRK
Aksi"Senin en güzel süsün,Türk oluşun." ... Önümdeki M-16'ya bakmaya devam ettim. "Ya sen şehit olup gideceksin.Yada ben," Ona döndüm.Sustu,iki deli asker için bu aşk çok fazlaydı. Elimi tuttu, gülen yüzüyle. Gözlerini,gözlerime kilitledi."Birlikte şehi...