"Asla,asla deme."
Saatlerce sohbet etmek, Anıtkabir'i gezmek yetmemişti bize.Yaşanmamış anılarımız vardı hâlâ,eskiden olduğu gibi atış yapmak,yemek yemek gibi.
Ama, görev beklemezdi.Gitmesi gerekti,veda ettim.Benimle olduğu süre içinde oldukça iyi gizlenmişti ama hâlâ tehlike vardı ve o tehlikenin içine düştü yine.
"Ee düzelttik mi?"gülümseyen yüzüyle masadaki peçeteyi alıp dudaklarına götürdü.
"Anlam veremiyorum baba,bir saçmalık yüzünden neden sevdiğini üzer ki insan?"operasyon olabilirdi fakat kulağa pek mantıklı gelen bir operasyon değildi.
Peçeteyle işini bitirince masadaki elimi tuttu."Eskiler;büyük lokma ye, büyük konuşma demişler kızım."bakışlarını tabağıma çevirdi.
"Lokmalarını büyütsen iyi olur."gülümsedim,ben böyle bir şey yapmazdım ki zaten.
"Şuan seni gözetliyor olabilirler, açığa çıkmış olabilirsin.Neden onların yanına geri döneceksin ki?"bugün mantıklı bir cevaba ihtiyacım vardı.
"Benim her zaman açıklamam vardır,ki zaten onlara açıklama yapacak değilim ama tuzağa düşene kadar ne koparabilirsem koparacağım.Küçücük bir bilgiye bile ihtiyacımız var."bakışlarıyla etrafı süzüp biraz yaklaştı.
"Hem zaten Dede'nin kimliğini,kimlerle iş tuttuğunu öğrenmem gerekiyor."içime sinmiyordu,bir yerlerde eksik noktalar vardı.
"Peki."diyebildim kısık sesimle.Masamda ki suyundan bir yudum aldım.Onun hâlâ babam olduğu gerçeğine alışmamışken gidişi çok tuhaftı.
Hal ve hareketleri tıpkı eski tanıdığım gibiydi.Genellikle sakin,karizma bir tipti.Babam diye söylemiyorum ama kadınların kolay kolay red edeceği bir tip değildi bir kere.
Anlayışlı,sadık,romantik, üstüne birde böyle bir mesleğe sahip olunca onu terk etmek kolay değildi.Bence mükemmel biriydi ama annem, yanındakinin değerini bilmemekte ustaydı.
Eh,babamdan iyisini bulamayacak sonuçta.
"Hem belki işler düşündüğünden iyi gider ha?"babam benim bu işten hoşlanmadığımı hemen anlamıştı ve ikna etmeye başlamıştı bile.
O zaman,biraz da geleceğine yönelelim bakalım.
"Hem belki operasyondan sonra,bir süre kenara çekilir bir yol arkadaşı bulursun kendine?"sesimdeki imaya güldü.
"Ah kızım, aşk bulunabilecek bir şey olsa sence de çoktan bulmaz mıydım?"bu düşündürmüştü beni.
Aşık olacağın kişiyi aramak, seçmek diye bir şey yoktu bence.Pat diye karşına çıkardı, tıpkı benimde karşıma çıkması gibi.
Şimdilerde yaşadığımız birkaç pürüz canımı yaksa da, hâlâ ona iyi ki aşık olmuşum diyebiliyorum.
Aklıma gelen şeyle babama döndüm.
"O zaman sana bir soru Kemal bey,"onu incitmeden sormalıydım.
"Onu her şeye rağmen iyi ki sevdim diyebiliyor musun?"sesimi olabildiğince yumuşak çıkarmaya çalışmıştım.
Bu soru da babamı düşündürdü,ihanet kabul edilebilecek bir şey değildi.Üstüne birde çocuğunu terk edince işin içinden çıkılmaz bir hâl alıyordu.
Önce derin bir nefes verdim,onu zorlamıştım.
"Evlenmeden önce,her şeyin başındayken iyi ki sevmişim onu."bakışları,eskiye gitmiş gibiydi.Masada sabitti,sanki yaşadıklarını tekrar yaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRK
Aksi"Senin en güzel süsün,Türk oluşun." ... Önümdeki M-16'ya bakmaya devam ettim. "Ya sen şehit olup gideceksin.Yada ben," Ona döndüm.Sustu,iki deli asker için bu aşk çok fazlaydı. Elimi tuttu, gülen yüzüyle. Gözlerini,gözlerime kilitledi."Birlikte şehi...