44.Bölüm

487 52 59
                                    


İyi Okumalar!


Kalp ağrısı,belki de tarifi olmayan tek ağrıdır.Yada tarif etmek için yeteri kadar kelime dağarcığım yok ama o an, kalbime iğnelerin battığını kesinlikle söyleyebilirdim.

İçimde bir türlü dindiremediğim sinirle pamuğa tentürdiyot döküp Kartal'a döndüm.

Minibüste karşımda ki koltukta oturmuş hâlâ gülümsüyordu,hayır yani gülünecek ne var bu kadar?

"Manyak."pamukla kaşındaki kanı hafifçe dokundurarak temizlemeye başladım,sanki canını acıtıyormuş gibi hissettiğim için pamuğu hareket ettirmeye bile çekiniyordum.

"Ne yapayım?Komik."göz ucuyla ona döndüm.Zira ben, komik bir şey göremiyordum.

"Ne komik?"bakışlarını bana doğrulttu."Senin bu kadar sinirli olman."hadi ya,ben sinirliyim diye mutlu oluyor resmen,adama bak!

"Öyle mi?!"sertçe pamuğu dokundurunca yüzü biraz kasıldı,sinirliysem acısını çekeceksin o zaman.

Küçük çiziği temizlediğim için yara bandını aldım sağlık kitinden."Sen hep böyle ilgileneceksen,ben hep yaralarım kendimi.Hiç sorun değil."gülümsedim, hafif kızarmış yanakları ve gülen suratı yüzünden sinirim yavaş yavaş azalıyordu.

"Hayır deli,dikkatli olacaksın artık."başını olumlu anlamda salladı."Emredersiniz komutanım."dalga geçmesiyle göz devirip pansumanını tamamlayarak sağlık kitini çantaya geri koydum.

"Hah geldiler."bakışlarımı arabanın kapısının önünde dikilen Efe'ye çevirdim.En son bizimkiler Ağa'yı paketlemişlerdi ve hiç bir hasar yoktu.

Arabadan inince,bize doğru gelen timle karşılaşıp daha hazır ola geçmeden Oğuz bize "Rahat."emrini verdi.

İçlerinde Demet yoktu, büyük ihtimalle istihbarattan kişilerle buluşmuşlardı aldıkları adam için.

"Nasılsın aslanım?"Oğuz, baştan aşağı Kartal'ı incelemeye başladı."İyiyim komutanım, sağ olun."ben ve diğerleri onlara soru sorar gibi bakınca gülümsedi Oğuz.

"Adamı aldık, üzerinde bir kaç suç var.Sorguya alınacak şimdi,siz diğerleriyle ne yaptınız?"o iş de tamamdı,son anda Behram'ın depoya gönderdiğini düşündüğümüz adamları da halledince operasyon başarıyla tamamlanmıştı.

Hepimiz,minibüse doluşup yola koyulduk.

Geldiğim gibi hemen kendimi duşa atıp güzelce temizlenip uykuya hazırlansam da bu yine pek mümkün değildi.Takibe aldığımız adam Mardin kırsalında ki bir depoya gidince bizde düştük peşine, hiç yerimizde durur muyuz?

"Hadi çıkın."Oğuz'a başımı sallayıp Demet'le birlikte çıkıp sanki yolda yürüyormuş gibi yürümeye başladık.

İçeride henüz Cengiz Han'ın olduğunu tespit edemediğimiz için uzaktan bir bakınma kararı almıştık.

Caddeye biraz yakınlığı vardı,dolayısıyla burada gezinmek o kadar tuhaf değildi akşam olması dışında.Hani iki kadın, akşam dışarıda falan ya,bilindik saçma hikâye işte.

"Kapıda iki kişi var sadece,ama öylesine takılıyormuş gibi görünüyorlar."Demet'in bahsettiği adamlara baktım, yüzlerine çok az ışık vurduğu için net görünmüyorlardı.

"Dikkatli olun."Fatih'in sesiyle bakışlarım Demet'e kaydı."Ne yaptınız?"ee merak ediyorum ne yapayım?

Gözlerini devirip,"Hiç bir şey,aynı,"dedi yüzündeki bezmişlikle.Belli ki aşk yormuştu onu.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin