57.Bölüm/Aşk

391 30 12
                                    



Hazal'dan

Derin bir iç çekiş ilişti kulaklarımıza,yine ameliyathane önünde heyecanlı ve hüzünlü bekleyiş...

Belki de insanı bu bekleyişler yorardı.Sevdiğinin yaşamla ölüm arasında verdiği mücadeleyi hiç bir şey yapamadan, kazanıp kazanamayacağını çaresizce beklemek.

Bir şey yapabilmek,bu kadar acı bir bekleyiş olmazdı belki de.Ama yapamamak,o çaresizlik mahvediyordu bizi.

Sevdiğin operasyondan gelip,onunla vakit geçirmek adına planlar yapan Duru, aldığı haberle hüsrana uğramıştı.Zaten onun gelmesini bekliyordu,birde beklerken yüreğine ateş salınmıştı.

Evet,ciddi bir durumu yoktu fakat bu korkuyla yaşayan birine bunu anlatmak o kadar kolay değildi.Gerçi,bizim için de kolay değildi.Sonuçta, kardeşimizin saatler önce vurulma ihtimalini tahmin etsek de;bizden ayrılmasını düşünmezdik.

Yani,ben düşünmezdim.Sevdiğim insanların beni bırakıp gitme ihtimalleri bile göğüsümde sıkışmaya sebep olduğu için,birde bunun gerçek olması beni daha da fena yapıyordu.

Üstelik daha toparlanmadan, böyle bir ihtimalle karşı karşıya kalmak zordu ama bu defa umutluydum.

Sırf kolundan vuruldu diye hafife alamazdık ama Efe genç ve güçlüydü.Duru'yla daha yaşayacakları vardı,Kartal'la daha çok yemek yiyecekti onlar.

Umutlu olmak,bazen işe yarıyordu.Neşesi, biricik kardeşine üzülerek sönüp gitmişti Kartal'ın.Onun için ben güçlü kalmalıydım,en azından Efe ameliyattan çıkana kadar.

Onun oturduğu mavi koltuğun çaprazında ki tekli koltuğa oturdum.Ameliyathane önünden uzaklaşıp,bir başına burada üzülmeyi tercih etmişti.

Elimdeki çay bardağını ortada ki kahverengi sehpaya bırakınca,dolu gözleri beni buldu.Çayları işaret ettim gözlerimle,"Çay bardağından,ince belli."gerçek bir çay aşığı olduğu için, çayı her bardaktan içebilse de çay bardağı başkaydı.

Efe onun değerlisiydi,yoksa o da umudunu kaybetmezdi.Koltuğun kenarındaki elindekini sıktım, yüzümdeki gülümsemeyle"İyleşeceğini biliyorsun."dedim sakince.

Başını hafifçe olumlu anlamda salladı.Gülümsememi bozmayıp arkama yaslandım,"Biliyorum,ama sürekli böyle olması işte..."devam edemeyip isyan edercesine başını olumsuz anlamda salladı. Haklıydı ve bu defa çöken oydu.

Bazen düşüşlerimiz olabilirdi ama önemli olan;bu düşüşlerden,sevdiklerinizle birlikte kalkmaktı.

"Hayat,"devam etmedim,emin değildim çünkü."Yada bizim tercihlerimiz."bazı şeyler kesinlikle bizim tercihlerimizdi.Hayat her şekilde zordu fakat nasıl zor olacağını bazen biz seçebilirdik.

Cevap vermedi,saniyeler su gibi akarken nihayet çayına yöneldi.Bende artık soğumaya ramak kala olan çayımdan bir yudum aldım, ılık da olsa boğazımı yumuşatmaya yetmişti.

En son trip yapma kararı almıştım, şu sıralar yeni öğrendiğim bu trip olayına kafayı taktım.Hem benim suçum yok ki,yine o suçlu.

Suratımı astım,ne biçim kelime o öyle ya?Hiç hoş değil, hiç benlik değil.

Göz ucuyla bana bakıp sırıtma yerleşti yüzüne."Hayırdır?"birde soruyor musun?

Bardağımı diğer elime alıp dirseğimi koltuğun başlığına dayadım."Hanım nedir Kartal ya?Benden mi bahsediyorsun,yoksa hayatında başka biri mi var hiç anlamadım."gülmeye başladı,komik değil ki.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin