40.Bölüm/Çay

619 49 61
                                    




Merhabalar, bölüme hoşgeldiniiz!
İlk defa bölüm başına açıklama falan yazıyorum.
Çünkü bu hafta,resmen cuma günü olduğunu unuttuğum için bölümü yayınlayamadım.
Madem öyle,bu defa bir değişiklik olsun.Bende cumartesi günü paylaşayım ne olacak ki?👉🏻👈🏻

Bu arada medyadaki şarkı bölüm de de geçiyor,o yüzden ekledim

Şimdi sizi bölüme davet ediyorum...

"Anlaşmak bir bakış,bazen de seviyorum seni demektir."

İyi Okumalar!

Hazal'dan

"Bak bunun için ölünür işte."diyip karşımda ki köprüye gülümsedim.Işıklarda sanki bana gülümsüyor,buna da dalga sesleri eşlik ediyordu.

Huzurla gözlerimi kapatınca kolumun geride kalmasıyla durup, arkamı döndüm.Niye duruyon Kartal, yürü işte.

"Ölmek yok,"dedi,ikna ediyormuş gibi.

Gülümseyip, yeşillerine baktım aklıma kazımaya çalışırcasına.O da gülümseyince derin bir nefesle ciğerlerimi havayla doldurup yürümeye başladım.

"Emredersin komutanım."dolayısıyla Emre'de yürümeye başladı.Huzur,tam anlamıyla buydu işte.

Gecenin verdiği hava ve dalgalar eşliğinde dertsiz tasasız sevdiğin kişiyle yürümek;o kadar güzeldi ki,gerçek olamayacak gibi.

Sıradandı belki ama bizim çok yaşadığımız şeyler değildi,bu yüzden anın tadını çıkarmakta fayda vardı.

"Boş yürümek, hiç bana göre değil.Ne yaptın sen bana ya?"bir bakış atıp tekrar önüme döndüm.Gerçekten şaşkınlıkla bakıyordu ve haklıydı da.

Aksiyon delisi, mesleğine aşık bir adam için değildi belki de boş boş yürümek ama benim sayemde öğrenmiş oldu,yürürken etrafı inceleyip dünyanın farkına varmayı.

Aferin bana,iyi şeyler öğrettim ben bu çocuğa."Hiç bir şey."omuz silktim.Adımlarımın önüne düşen birkaç su damlası görünce hızla elimi açtım.

"Aa yağmur."elime de bir yağmur damlası düşünce mutlulukla yüzümde bir gülümseme oluştu.

Aynı anda önce gökyüzüne bakıp sonra birbirimize döndük ama döndüğümüz gibi bir gök gürültüsü koptu.

Hızla gözlerimi kırpıştırdım."Hatırladın mı?"yağmur yağdığı için,benim aklıma gelen bir anın onun da aklına geldiğini biliyordum,emin olmak için sormuştum.

"E herhalde, hayatımda en iyi uykuya dalmamdı."şiddetli yağmur,tam tehlikenin ortasında yağınca öylece kalakalmıştık dağın başında.

Kısacık,yarı uyanık olan uyku da olsa güzeldi.O tehlikenin içinden de çıkmayı başarmıştık ve geriye sadece güzel anılar kalmıştı.

Birden adeta bardaktan sular boşalırcasına yağmaya başlayınca gülümsedik birbirimize, yağmurun çok güzel olduğuna artık buna emindim.

Etrafa bakındık,herkes bir tarafa dağılmışken pilavcı orta yaşlarda birisi de ekmek teknesini aldığı gibi bulduğu bir ağacın arkasına sığındı.

Onun dışında mağazalara kaçan yada çatıların oluşturduğu küçük bölmelere sığınan ve hızla geçen arabalar bir film sahnesi gibiydi.

Daha fazla durmayı bırakıp yavaş adımlarla koşmaya başlayınca Kartal'da ayak uydurdu bana.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin