59.Bölüm/Yoluna Giren Her Şey..

243 17 2
                                    

"Bir şey üzerinde ne kadar düşünürsen,o kadar canını yakar."

İçindeki kırgınlıkla başını olumsuzca salladı,fark etmeden yumruk yaptığı elini banka geçirdi.Şimdiye kadar habersizce kurduğu planlar,aniden çöp olmuştu.

Bir çırpıda yerinden kalktı, gidişine izin veremezdi.

"Hayır Hazal,izin vermeyeceğim bizi bitirmene."birkaç adımda yanına varıp,kolunu nazikçe tutunca yürümeyi bıraktı Hazal.O üzgün yüze bakmaya cesaret edemedi.

"Öyle kolay değil, ayrıca saçmalık bu."yalvarırcasına bakan gözlerden bakışlarını çekti Hazal.

"Bu olmasa bile,ben ölüme gidiyorum Kartal."kırılgan sesiyle yüzünü ona döndü, gerçekten bitirmek istemediğine emin olmayı çok istiyordu.

Buruk bir tebessümle,"Hepimiz ölüme gidiyoruz,"dedi Emre."Bu defa öyle değil."cevabını alınca,bir adım daha yaklaştı.

"Ölüm mü?Birlikte gideriz."sessiz çıkan sesinden gelen nefes, Hazal'ın yüzüne çarpıp geri döndü.Etkilenmişti bu sözlerden,ama bunun hiç sırası değildi.

"Peki ya,hayallerin?"gözlerinin dolmasına aldırmadan tek bir ifadeyi bile kaçırmamak için Kartal'a bakmaya devam etti,o da bakışlarını kaçırdı istemsizce.

"Bir önemi yok,senle olmadıktan sonra."umutlu bakışlarını tekrar Hazal'a çevirdi.

"Aile bekleyen onlarca çocuk var,yeter ki biz birlikte olalım."elini tutup,iki elinin arasına aldı."Alırız birini,hem o mutlu olur hem biz."hâlâ umutla bakıyordu.

Gözlerinden yaş akmaması için gökyüzüne döndü Hazal,inanamıyordu bunları duyduğuna.Aşkından asla vazgeçmeyip her şeye umutla çözüm üretmesi inanılır gibi değildi.

Bu kadar iyi kalpli birinin var olmasına ve o kişinin de onu sevmesine inanamıyordu.Bu sevgiyi hak edip etmediğini sorgulamaya başlamıştı bile.

"Sen çok iyisin."bu sefer sırıttı Kartal.

"Manyak diyecektin herhalde?"soru sorarcasına bakınca zoraki bir gülümseme aldı Hazal'ı.

"Bakıyorum da ismini kabullenmişsin."onu ikna ettiğine sevinerek,"Gerçek çünkü,"dedi Kartal.

Hazal cevap vermeyince, çöken sessizliği bozmayıp soru sorarcasına bakmaya devam etti.Onu anlayıp,başını olumsuzca salladı Hazal,"Bilmiyorum,"dedi fısıldar gibi.

Hiç çekmek istemediği elini çekip, yavaşça yürümeye başladı.Ona bu mücadelede,duygusal olarak ihtiyacı vardı fakat peşinden sürüklemenin doğru olup olmadığını bile bilmiyordu.

Hazal'dan

Ne yapacağını bilememek, sanırım hayatta ki en zor şeylerden biriydi.Bir şu işi halledersem gerisi gelir gibiydi ancak bu işte öyle kolay çözülecek değildi.

Onu öldürmem,bütün insanlık için daha iyiydi ama ölmeyip acı çekmesi kulağa daha hoş geliyordu.

Ertan komutan tam yetki verememişti bu konuda, çünkü onu sağ getirmemiz daha iyi olsa da,bazen işler tasarladığımız gibi gitmediği için risk olursa öldürebilirdik.

Tam da Ertan komutan demişken, sıraya dizilen bize başarılar dileyip bana da uyarıcı bakışlar göndermeyi ihmal etmemişti.

Tim,bebek meselesinden dolayı mutluyken Oğuz çaktırmadan strestliydi.Zorlu bir operasyon olacağını düşündüğünden hem timi için hem de kardeşi için endişeleniyordu.Bunu,onun bakışlarından bile anlamak benim için zor değildi.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin