12.Bölüm/Bayrak

1.5K 88 21
                                    

Koluna bastırmaya devam edip hızla belimde ki silahı çıkarıp bacağına ateş ederek gücünün azalmasını sağladım.

Kumandayı elime alıp yüzüne de bir yumruk atarak geri çekildim,bana seslenerek gelen üç kişiye bakmadan elim omzumda hissettiğim sızıya gitti.

"İyi misin?"elimde ki kana bakarken üçünün aynı anda konuşmasına sırıttım.Alçin endişeyle yanıma gelmiş,polisler hızla araçlarla gelip adamı paketlemişlerdi.

Fakat beni yine bir halsizlik ve göz kararması bastırmış,kendimi hastane odasında bulmuştum.

"Ya patlasaydı?"bir ileri bir geri yürüyüp yüzünü sıvazlayan Kartal'dan bakışlarımı çektim, haklıydı.

"Ama patlamadı."Batu'nun sinirli sözleriyle ikisi kısa bir bakıştı.Ortam çok gergin, hatta ikisi arasındaki gerginlik uçmuş gidiyor.Alın beni buradan.

"Burada siz varken,siviller varken bu riski almak zorundaydım,"bana dönen Kartal'a döndüm.

"Ayrıca sende aynısını yapardın."sözümü bitirerek hiç birine bakmadan duvarla bakışma seansıma başladım.

"Tamam,neyse ki atlattık.Ertan Yarbay yarın konuşacak seninle,"durumu yoklamak için gelip,tekrardan gitmişti komutan.  HJJJibv 

Konuşan birilerine bakmayı kesemediğim için Oğuz, Alçin'e yönelmişti."İyleşir değil mi?"hâlâ korku dolu gözleriyle birlikte başını salladı Alçin.

Ağrım vardı ama seruma ağrı kesici koyduğu için birazdan geçer ve geceyi yine burada uyuklayarak geçirirdim.

Bu sefer Oğuz asla yanımdan gitmemiş,nihayet Naz'ı dinlenmesi için önce sakinleştirip göndermiştim.Zaten Oğuz, artık ne söylediyse kendine gelmişti Alçin.

Stresli dakikaların ardından Oğuz'la konuşup hemen düzelmiştim.O bana,ben ona hep iyi gelmişti.Birbirmize sarıldığımızda hep çok iyi hissetmiş, bütün dertlerimizi bu şekilde çözmeye çalışmıştık

Onunla sohbetimiz eşliğinde sabah olmasına az kalmış,ikimiz de uyuyakalmıştık.Uzun zamandan sonra böylesine uzun sohbet edebilmek için zamanımızın olması çok iyi olmuştu.

Ancak öğle vaktinde Oğuz'un telefonunun çalmasıyla hastaneden çıkış yapmıştık,zaten durumum iyiydi.Ağrının,boynuma vurması dışında.

Daha üniformamı giymeden Ertan Yarbay'ın odasına girdim,benimle bu son durumları konuşacakmış.

Kapıyı açıp baş selamı vermemle cam kenarında ki Tümgeneral Mehmet Toprak'la karşılaştım.Onun hemen karşısında da Ertan Yarbay vardı,ne oluyor?

Kalp atışlarım iki komutan sayesinde hızlanmıştı, büyük azar işitmeye hazırlansam iyi olacak.

Tabii sadece azarlamak da kurtulabilirsem şükredeceğim.

Toprak paşa beni baştan aşağı süzdü,"Düşündüğümden de başarılıymışsın,"dedi gururla.Hemen ardından çıkacak bağırtıya hazır ol Hazal.

"Yalnız biz seni zaten oradan alırdık,yine de polisleri bile göze alıp çıkmasan iyi ederdin."Eh tabii, haklı olabilirdi aslında.Yine de dalga geçercesine cümlesine gülümseyip somurtma arasında kaldım.

Cevap vermemeyi tercih ettim, nasılsa o devam edecek gibi görünüyordu.

"Ben senden hiç şüphelenmedim,sen ettiğin yemine sadık başarılı bir askersin.Benim askerimsin,bu yüzden hiç tedirgin olma.Mesleğine devam ediyor olacaksın."gülümsememi tutamadım, suçsuz olduğum kanıtlansa da mahkemeye çıkmamıştım ama sanırım bir şekilde halletmişlerdi.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin