47.Bölüm/Karışık Duygular

471 49 31
                                    

İyi Okumalar!


Dibinde patlayan silah sesiyle refleks olarak irkilip hızla gözleri kapandı, hâlâ hayatta olduğunu anlayınca yavaşca araladı gözlerini.

"İyi misin?"Kartal, telaşla yaklaşırken onun sesiyle kendisine gelip peşinde olduğu adama yöneldi ama adam, çoktan koşmaya başlamıştı bile.

Soruyu duymazdan gelip koşmaya başladığı esnada kulaklarına ilişen,"Işık hemen gel,komutan vuruldu."Turan'ın sesiyle durdu.Telaş, anında bütün damarlarına ilişirken göz göze geldi Kartal.

Gözden kaybolacak kadar hızlı ilerleyen adam bakarak başını olumsuz anlamda salladı.Peşinden gidemezdi, kardeşini bırakmazdı.

Doğru duyduğunu düşünerek nasıl vardığını bile bilmeden kulübeye vardı, hızla etrafı inceleyince gözleri Oğuz'u buldu.

Onun çöktüğü koltuğa attı kendini,"Nasılsın?"diye sormayı ihmal etmeden.Oğuz,ikna etmek istercesine elini omzuna atıp başıyla onay verdi."İyiyim, küçük bir sıyrık sadece."

Alçin,göz devirip,"O kadar da küçük değil."diyerek sağlık çantasına yöneldi.Onun  orada olduğunu sesinden anlayınca hemen iyi olup olmadığını sordu Hazal.

Alçin ve Işık'ın ilk yardımıyla atlatılmış, hemen ardından hastaneye geçmişlerdi.İki başarılı sağlıkçı olmasaydı Oğuz'un işi daha zor olabilirdi.

Olayın şokunu atlatınca sessizleşip bir köşeye sindi Alçin, yorulmuştu artık.

"Düzelecek."nahif ses tonuyla Alçin'in yanına çöktü sakince,elinde ki çay bardaklarından birini uzattı Hazal.

Bardağı alıp elini ısıttı,"Aşk,"gözlerini zemine dikti."İmtihanmış."fazla üzgün çıkan sesi, Hazal'ın da yüzünü düşürdü.

Kardeşi, sevdiği kadının babasını öldürmüştü.Adam suçlu bile olsa,affedilir hiç bir tarafı yoktu ona göre.Ama Alçin'in aşkı,affettirmişti.

"Bu olaylara yakın oldukça aklıma geliyor bu durum,bazen hata mı yaptım diye soruyorum."düşünmeye zaman bulmak için çayından bir yudum aldı Hazal.

Vazgeçti,bazen düşünmeden tamamen duygulara göre hareket edilebilirdi.

"Hayır Alçin,hata yok,"elini onun omzuna koydu."Sadece aşkı seçtin."Alçin,umutla ona dönünce sımsıkı sarıldılar.İyi arkadaş,her zaman bulunmuyordu.Onlar şanslılardı.

Hazal'dan

Mutlulukla çatalı attım ağzıma,mis gibi spagetti aç olduğum için artık gözüme daha güzel görünüyor.Zaten bayılırdım ama bol porsiyon satan yerler çok az olduğu için genelde tercihimi mantıdan,kebaptan yana kullanırdım.

Tabii bu kadar sıkıntıya rağmen bunları düşünmem biraz tuhaftı,yada benim büyüttüğüm kadar büyük sıkıntılar yoktu.

Ama şuan,buraya geldiğimden beri nihayet tek başıma yemek yemem güzel olduğu kadar sıkıntıydı.Herkes farklı yerlere dağılmıştı doğal olarak.Fakat herkes dışında,Kartal hiç bir yerde yoktu.

Aramayı doğru bulamadığım için taburun her yerine bakmıştım ama yoktu.Büyük ihtimalle işi vardır, çokta meraka gerek yok.

Sonunda karnımı doyurmayı başarıp gezinmeye başladım, Ankara sokaklarında.Bilmediğim bir sokak oldukça hoşuma gitmişti.

Pek bir olayı yoktu, bazı binalar vardı sadece ama temiz göze hoş görünen bir yerdi.Gözüme ilişen eve yaklaştım,iki katlı, küçük bir bahçesi ve gri rengiyle şahane bir evdi.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin