20.Bölüm/Sırt Sırta

1.1K 70 14
                                    

"Belki de delilik,akıllılıktır."

Soğuk rüzgârın etkisiyle tüylerim bir kez daha diken diken olurken yerlerde ki karlar da üzerimize doğru esmişti.Boynumda ki haki renginde ki şalı sirkeleyip kardan kurtarınca tekrar tüfeğimi kavradım.

Yaklaşık 2 metre boşluk bırakarak sakince ilerliyorduk.Bütün planlarımızı yapmıştık ancak dağlarda bazen planlar tutmayabiliyordu.

Ve planların tutmasının sebebi genelde doğanın acımasız oluşundandı.

Doğayla mücadele için soğuktan koruyucu kıyafetler giyinmiştik ama sanırım benim için pek yeterli değildi.

Ha birde zemin karlı olduğu için bir ayağım kayıp düşsem,aşağıdan kıyafetlere sarılmış cesedimi toplarlardı.

Böyle bir ölümü hiç istemediğim için bütün dikkatimi yola vermiştim.Tabii aklım buna pek müsade etmeyerek gözümün önüne  birkaç anı çıkarıyordu.

"Ya komutanım konuşun biraz,ben çok sıkıldım."hem o anılarda yer al,hem de sıkıl.Off Kartal.

"Konuşalım da boşuna nefes mi harcayalım Kartal?"yine düşüncelerimi Fatih söylemişti."Hem dikkatimiz de dağılır komutanım."Efe'de bu sefer abisini satmıştı.

"Lan Efe,"devam edemedi."Turan,ne kadar mesafe kaldı?"Oğuz'un sorusuyla öylece yarım kaldı cümlesi ehehehehh.

Umarım fazla yürümüşüzdür çünkü ben artık nefes almakta güçlük çekmeye başladım.Hem zaten bu bölgede en 2 saat kalınca rahatsızlıklar başlıyordu.Temennimiz,2 saat altıydı ama saatlerce burada kalacağımızın farkındaydık.

Tabii birde sağ ayak bileğimde sıkıntı oluşturmaya başlamıştı.Helikopterin kanatlarının dağlara çarpıp kırılma olasılığı yüksek olduğu için tam iniş yapamamıştık ve bizde atlamıştık.

Ama ben düzgün atlayamadığım için ayağım yerle buluşunca hemen kaymıştı.Gözümün önünde ayağımın içe doğru kıvrıldığını görmüştüm.

Neyse ki time çaktırmamıştım fakat yeni ağrılar oluşuyordu.Eh ama bakalım mesafeyi kontrol eden Turan ağabey bana iyi bir sürpriz yapacak mı?

"Hedefe son 3 kilometre.Yol engebeli en az 1 saatte varırız."Tüh ya.Dümdüz bir yol olsa,ne olur sanki?

"Yarım saat,hadi yüklenin ayaklara."Ertan Yarbay işte, hiç şaşırmadım.Çünkü bu işi ne kadar hızlı ve dikkatli halledersek o kadar yararlıydı bizim için.

Üşüyeceğimi bile bile yüzüme sardığım fulârı açtım,belki nefes alabilirim diye.

Hiç ara vermeden ilerleyerek hedefe ulaşmıştık.Karla kaplı bir dağın hemen altında ki mağara girişini görebiliyordum.Helal olsun gözlerime,iyi ki varlar.

Fatih başta olmak üzere, düzenli bir şekilde yayılmıştık etrafa.Zaten buraya gelemeyeceğimizi düşündükleri için teröristlerin olmadığını düşünüyorduk,yani buraya adamlarını gönderip hava koşullarından dolayı boşu boşuna öldürmek istemezlerdi.

Ama her ihtimale karşı tuzak olabilirdi.Yerde kar da olduğundan dolayı işimiz çok zordu.

"Efe,Emre çık."Ertan Yarbay'ın sesiyle,Efe elinde ki cihazı yere tutarak mağaraya doğru ilerlemeye başlayınca Kartal'a onu kollamak için hemen peşinden yürüyordu.

Kalp atışlarım hızlanmış,terleme başlamıştı.Gözlerimi sımsıkı yumup tekrar açtım.

"Hazır mısınız?"Emre'nin sırıtması ilişti gözüme.İşte bunda haklıydı,açı çekmeye başlamama rağmen hazırdım."Daima hazır komutanım."gülümsedim.Ne olursa olsun,biz hep hazırdık.

TÜRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin