42

9.2K 326 195
                                    

Hayat mucizelerin köşküydü. Hayat hiç beklenmedik anlarda beklenmedik insanlardan gelen bir büyüydü. Hayat dostlar hayat... Hayat bana üç koca yıldır uğramayan piyangoydu. Hatırlıyor musunuz size hayatın sadece iyi olduğunu içinde hiç kötü olmadığını söylemiştim. İşte şuan da da ondan bahsediyorum. Üç yıl sonra ilk defa bana uğrayan hayattan. Aslında siz bana öfkelisiniz. Bazılarınız Savaş'a şans vermiyorum diye bazılarınız Mert'i unuttum diye. Bu ikisininde benim nazarımda imkansız olduğunu bile bile hem de. Sahi bu hikayedeki öfke duyulan insan neden benim? Savaş'ı sevmediğim için niye herkes öfkeli bana ya da Mert'i unuttuğumu düşündüren ne size? Ben Ömürüm dostlar. Küçücük yaşında babasız kalmış, despot bir anneyle büyümüş, içindeki küçük kız çocuğunu hep saklayıp hapsetmek zorunda kalan Ömürüm. Etrafımdaki hiçkimse beni olduğum gibi kabul etmezken bir adam etmişti. Hayatınızda sizi olduğu gibi kabul eden tek insana aşık olmak kadar doğal ne olabilirdi ki!? Peki sizi bu insandan ayıran insandan nefret etmek kadar? Neydi bana bu denli öfke duyma sebebiniz?...

******

Hadi durdurun zamanı. Burada dursun. O bembeyaz elbisenin içinde hayatla olan bağımı koparın. Bende oh diyim. Acı yok. Kalbime peydah olan o arsız sızı yok. Hadi zaman dur. Hadi ip kop. Hadi yok ol. Eri nefesim. İlk defa yok olan acımın yok olduğu anda eri. Bir daha acı çekmemek için bana bir iyilik yap nefesim. Kesil. Soluk olup kalbimi tekrar attırma. Hem belki o zaman ölü ama acısız bir kadın olurum.

Ölü ama acısız. Evet evet. Istediğim şeyi bulmuştum. İstediğim şeyi bu beyaz elbisenin içinde beni alkışlayan kalabalığın içinde bulmuştum. Onca ay her yerde ararken şimdi bulmam ne kadar ironikti. Aradığım şeyi Savaş'ın hazırladığı hayal partisinde bulmam çok ironikti çok.

Bu muhteşem hayal partisi biterken hayalimin devamı olan deniz kenarında olan bir evde balayı kısmı için yola çıkmıştık. Arabadaki sessizliği tabiki de ben bozmuştum.

"Gerçekten benden benim için vazgeçip kendini öldürecek miydin?" Sorduğum soruyla afallamıştım.

"Evet tabi ondan önce Mert'i öldürecektim. Hem seni başka bir adama bırakmamış olacaktım. Hem de benden nefret etmeyecektin. "Bedenim ürperirken bana bundan hiç bahsetmemiş olması kandırılmış gibi hissetmeme sebep olmuştu.

"Mert'i öldürecektin ve senden nefret etmeyecektim öyle mi?. Hem bana bunu böyle anlatmadın. Bu yaptığın sahtekarlık!" Söylediğim şeyle yüz ifadesi değişmişti.

"Mert'in yanında benim ufak sahtekarlığımı göz ardı edersin diye düşündüm . "İşte bu acıtmıştı. Her seferinde bunu yüzüme vurup gurursuz kadın iması yapması canımı yakıyordu.

"Mert'i yaptıklarına rağmen sevmeye devam etmeme niye bu kadar içerliyorsun anlamıyorum. Sende beni tüm yaptıklarıma rağmen sevmiyor musun ?" İfadesi halâ sertti. Bu eskiden beni tedirgin eden bir durum iken şuan alışmıştım.

"Sen beni hiç kandırmadın ki! Sevmiyorum dedin dürüstçe. Üç yıl boyunca nefretini kustun. Sen hiç sahte olmadın Ömür. Aslında bunu yaparken bile kendine tekrar tekrar aşık ettirdiğini farkında değildin. "Ona nefret kusmama bile aşık olabiliyordu. Buna diyecek laf bulamıyordum.

"Peki Mert'i öldürdükten sonra senden nasıl nefret etmeyecektim?" Her Mert dediğimde yüzünün ifadesi değişiyordu.

"O picin yaptıklarını öğrenmiş olacaktın. Hem ölü bir adama kin besleyemezsin sen. "Beni bu kadar tanıması gün geçtikçe farkedip ürktüğüm bir durumdu.

"Hem bu siktiğimin konusu niye dönüp dolaşıp Mert'e geliyor lan. Yeter lan yeter! Sikerim böyle işi. Karımla arabamda eski sevgilisini konuşuyorum. Bana bak Ömür evet sana köpeğim. Kulum köleyim. Ağzıma sıçayım ki ne bok yersen ye senden geçemiyorum. Kabul ediyorum. Konu senken ben ben değilim. Ama benim alnımda da gavat yazmıyor. Artık bu siktiğimin şeyine bir son ver!" Bir anda kükremesi ile şok geçirmiştim. Sabır sınırını aştığımın sinyallerini alıyordum ancak bu denli bir kükreme beklediğim bir durum değildi.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin