40

8.1K 291 182
                                    

Bazen her şeyden ve herkesten kaçmak istiyordum. Kimsenin olmadığı bir dünya hayal edip orda yaşıyordum. Bu hastalığın adı ne bilmiyordum ama bu benim nefes almamı sağlıyordu. Hayallerimde kurduğum rüyalarda gördüğüm dünyayla nefes alabiliyordum.

"Sana inanamıyorum Ömür. Kızım sende cidden bir uğursuzluk var. İlk defa Savaş ile güzel birkaç gün geçirecektin onda da zehirli bir böcek tarafından ısırıldın. Yani tebrik ediyorum cidden. Lanette nirvana oldun!" Gül'ün laflarına kesinlikle katılıyordum. Ama artık beynim yorulmuştu her gelene açıklama yapmaktan yılmıştım yahu!

"Benimle ne alakası var ya! Ben mi dedim örümceğe gel beni ısır diye. Hem Allahtan çevrede görülen bir türmüş de panzehir bulunuyormuş. Yoksa şuan yaşıyor olmazdım. "Bunu dememle Canan bir kahkaha patlatmıştı.

"Valla merak etme Savaş doktorların kanını yüzer yapardı o panzehiri. Hastanedeki hali ve doktorların korkusu aklıma geldikçe gülsem mi ağlasam mı karar veremiyorum. "Off Canan! İlla uğraşacak bir şey buluyordu. Evet Savaş konu benken fazla panik bir insan olabiliyordu. Ama hepimiz sevdiklerimiz söz konusu olduğunda böyle olmaz mıyız? Ve sonuç olarak ben Savaş'ın sevdiğiydim tabiki panik olacaktı.

"Ne yapsın adam karısı için endişeleniyor!" Verdiğim tepkiyle hepsi ağzı açık bir şekilde bakakalmıştı. Ne olmuştu ki şimdi?

"Ömür orada ne oldu sana?" Ayşe 'nin sorusuyla daha da afallamıştım. Ne olmuş olabilirdi ki!? Hem bu soru ne alakaydı şimdi?

"Hiç-bir şey. Hiçbir şey olmadı! Ne olacak ki?!" Canan hemen lafa atılmıştı. Zira bu tam onluk bir pozisyondu.

"Sen Savaş'ı savundun bize. Ömür bize Savaş'ı savundun. İnanamıyorum. Resmen onu koruyorsun!" Ben sadece ne düşünüyorsam onu söylüyordum. Yani bence yaptığım buydu. Başka bir şey mi yapmıştım yoksa?

"Ben onu korumadım. Sadece karısı için endişelenebilir dedim. "Ve Canan'ın yüzündeki gülümseme iyice derinleşmişti.

"Eskiden Savaş'ın karısı olduğunu asla kabul etmezdin Ömür. Oysa şimdi kendi ağzınla söylüyorsun. "İste bunu hiç farketmemiştim. Ama evet. Yapıyordum. Kabul ediyordum. Hem de kendi ağzımla. Sanırım bunu yapabilmem de iki gün önce yaşadıklarımın büyük bir etkisi vardı.

2 GÜN ÖNCE

"Savaş ölecek miyim?" Acı içinde söylediğim şeyle arabayı daha da hızlı sürmeye başlamıştı. Aynadan bana bakarken ağzından düşürmediği cümlelerden birini dökmüştü.

"Sakın Ömür! Sakın bunu düşünme! Zira unutma eğer ölürsen beni de öldürmüş olursun. Ölmeyi kaldırabilirsin peki ya katil olmayı? Buna dayanabilir misin? "Kafamı yaşlı gözlerle sallamıştım. Ama şuan içimin tükendiğini hissediyordum. Ve bana ne olduğunu dahi bilmiyordum.

"Savaş ben teşekkür ederim! Saplantılı bir delisin. Ama yine de teşekkür ederim. Her ne kadar bunu hiç istemesemde koca bir hayatı benim uğruma ziyan ettin-" cümlemin devamı gelmeden direksiyona inen yumruklar eşliğinde kükremeler gelmişti.

"Sus lan sus! Sana bu zamana kadar hiç küfür etmedim ama beni zorlama! Veda eder gibi konuşup durma. Daha neyin olduğunu bile bilmiyoruz!" Ben sadece ne olur ne olmaz diye içimde kalmasını istemediğim şeyleri söylemek istiyordum.

"Sadece söylemek istiyorum Savaş! Bırak konuşayım. Belki ölmeyeceğim ama yinede kendimi ölüme bu kadar yakın hissetiğim anda söylemek istiyorum. "Derin bir soluk vermişti. Ve tekrar bir yumruk geçirmişti direksiyona.

"Hep neden beni sevmiyorsun diye soruyordun ya hani! Kendime bunu defalarca sordum diyip bir sürü şey söylüyordum ben de. Yalandı. Çünkü ben bunu hiç düşünmedim. Seni sevmeyi de neden sevmediğimi de düşünmedim Savaş. Çünkü bu kolay olandı. Hayatımdaki her şey zorken tek kolay yol bu ihtimali unutmaktı. Zira bana Mert'i unutmaya çalışmak bu ihtimali unutmaktan daha zor geliyordu. Bu yüzden bende seni sevme ihtimalimi unutturdum kendime. En ufak bir kalp hareketini susturdum. Beton döktüm içime. Çünkü sen içimde her hareketlendiğinde Mert içimi acıtıyordu. Ve Mert beni acıttıkça ben de onu acıtmaktan korkutuyordum. --gözümden akan yaşlarla birlikte gülümsemiştim- Kabul etmemiz gerek ki bu hikayedeki güçlü adam sensin. İyisin demiyorum. Kahraman olduğunu da söylemiyorum ama güçlüsün. Kötü ilan edilsen de buna dayanabilirsin. Seni kanatsam da buna dayanabilirdin sen! Ama o! O kötü olmaya dayanamazdı Savaş. O beni kaybetmeye dayanamazdı. Ki öylede oldu! Beni kaybetme ihtimalini yaşamak bile onu uçuruma itti. Ben kimse ölmesin istedim. Bu yüzdendi. Evet pislik bencilin biriyim. -sesimi son sese getirerek- Ben Mert ölmesin diye seni sevme ihtimalimi öldürdüm. Ama bak sonumuza Mert'i sulara seni de içime gömdüm. Uçurumu Mert'in bedenimi de senin mezarlığın yaptım ben!" Hıçkırırak bağırarak dökmüştüm içimi. Bu bir yüzleşme miydi ? Evet bu kendimle olan yüzleşmemdi. Kendimi hikayenin kötü kadını gibi mi hissediyordum? Hayır ! Kendimi hikayenin beceriksiz kadını gibi hissediyordum. Zira iki adamı da korumak istemiş ama ikisini de koruyamamıştım ben.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin