43

4.3K 163 48
                                    

Öyle bir severim ki seni kadın. Ölürsün.  Ölür de tekrar yaşarsın. Öyle bir öldürürüm ki seni kadın. Yaşarsın. Yaşar da tekrar ölürsün. Ben kadın ben. Öyle bir adam olurumki sana kadın olur  kadınlığından utanırsın.

****

Yapmam! Olmam! İstemem! Gelmem! Dokunmam! Dokundurtmam! Ağlamam! Susmam! Kabullenmem! Sevmem!
...

Hepsini söylemişti bu dil. Daha binlercesini hem de. Peki hangisinin arkasında durabilmişti? Cevap veriyorum! Sadece birinin! Sadece birini yapmamıştı bu lanet ettiğimin Ömür'ü. Kalan her şeyi birer yemişti. Yalamıştı lafını.  Sadece sevmemiş ama kalan her bir boku yapmıştı. Yapmıştı.  Olmuştu. İstemişti. Gitmişti.  Dokunmuştu. Dokundurtmuştu. Ağlamıştı.  Susmuştu. Kabullenmişti.  Sadece sevmemişti.  Peki sevmemesi neyi ispatlardı? Ben bilmiyorum da!

Gözlerim açılmıştı. Yeni bir gündü bu.  Ama çok daha yeni bir gündü. Günışığı vuruyordu çıplak bedenimin üstündeki çarşafa. Sadece gözlerimi çevirip baktığım Savaş'ın teni parlıyordu. Bense tekrar gözlerimi tavana dikmiştim. Ne hissetmem gerektiğini ne yapmam gerektiğini nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Yıllarca bir savaş vermiştim ben. Savaş Güngör hapishanesine düşmüş bir mahkumun savaşıydı bu. Direnmiştim yıllarca. Ölmeyi bile göze almış da karısı olmayı kabul etmemiştim. Dün gece ise bile isteye kabul etmiştim. Bir gardiyana kadın olmuştum.

"Papatya!" Savaş'ın kuru sesiyle çıkmıştım daldığım düşüncelerden. Yüzünde ilk kez gördüğüm bir yabancılaşma vardı.

"Efendim. "Sesimdeki boşluk ürpermeme sebep olmuştu.

"Anlamlar yüklemeye çalışma doğan güneşe. Normalleş!" Nasıl da diyiveriyordu öyle. Sanki kolaydı dediği.

"Ben anlamsızlaştırırsam sende yapacak mısın bunu?" Sorduğum soruyla yerinden kalkmış yerdeki kıyafetlerini giymeye başlamıştı. Bir yandan da

"Tabiki hayır. "  demişti. Eğer o yapmazsa benim yapmamın ne anlamı olurdu ki!?

"Sende haklısın hayatta en çok istediğin şey oldu. Nasıl yapacaksın?" Yüzüne koca bir alay gülümsemesi yayılmıştı. Neydi komik olan?

"Hayatta en çok istediğim şey seninle seks yapmak değildi. Seni kadınım yapmaktı. Kadınım olman için benimle sevişmen gerek!" Ne diyordu bu ruh hastası.  Ben dün onunla sevişmiştim. Yataktan çıplaklığımı umursamadan fırlamıştım.

"Biz dün seviş-" Parmakları dudaklarımı kapatmıştı. Diğer elini kalbime koymuş ve

"Dün sevişen bendim Papatya. Kalbin Savaş diye atmadığı sürece benimle sevişmiş olmayacaksın. "Demişti. İşte bu dediğiyle yüzüme bir tokat inmişti. Doğru söylüyordu.  Ben dün sevmediğim adamla birlikte olmuştum. Sevişen oydu. Utanmıştım. Ama incinen gururumla zehirimi de bırakmayı ihmal etmeyecektim.

"Sen nankör bir adamsın. Daha düne kadar sana isteyerek vereceğim bir öpücüğün kölesiydin!" Güldü.  Sinir oluyordum şu alaylı gülümsemelere.

"Beni bunla vuramazsın. Senin aşkın karşısında gururumu egomu bırakalı uzun zaman oldu. "Bunu ilk kez yapmıştım. İlk kez onun bana olan hisleriyle vurmaya çalışmıştım. Ama yazmıştım kenara bunu bir daha yapmayacaktım! Asla!

"Aman ne güzel gurursuz adam!" Öfkeyle söylediğim şeye bir tepki vermemişti. Ama söylediği şeyle vücudum anlık bir şoka girmiştim. 

"Ben gurursuz olabilirim ama sende arsız bir kadınsın. Baksana daha benimle bir kez birlikte oldun ama karşımda çıplak durabiliyorsun. "Kafamı vücuduma çevirirken yataktaki pikeyi hızla çekip kapatmıştım kendimi yerdeki kıyafetlerimi toplarken ayağımı vura vura banyoya girmiştim. Kapıyı hırsla kitlerken gözüm aynadaki yüzüme kaymıştı. Aynadaki bendim. Ama sanki benden çok da farklı biriydim. İnceledim kendimi. Akan rimelim göz altımı siyahlaştırmıştı. Yanaklarım kırmızıdan bordoya dönmüş gibiydi. Boynum... Ah boynum da mor kalemle çizilmiş bir harita vardı. Bembeyaz tenimde parlıyordu izleri. Göğüslerimi ise ağzıma girecek kadar büyük hissediyordum. Dudaklarım... Ah o dolgun dudaklarım artık silikonlu gibiydi. Neydi bu yabancılaşma ? Aynada gördüğüm bu kadın kimdi? Ömür değildi.  Bundan emindim. Ama kimdi?

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin