Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir derler, tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi.
Ulaş, sahile gelip banklardan birine oturmuştu. Cebine koyduğu İrem'in yüzüğünü çıkardı önce, ardından da kendininkini. Avucunun içinde iki yüzük dururken denize baktı. İrem'in bu kadar ileri gitmesini anlayamıyordu, kendisi de ileri gitmişti ama olanlar karşısında haklı olduğunu düşünmeyi ihmal etmiyordu. Bugüne kadar alttan alan hep kendisi olmuştu, onun da bir sınırı vardı ve sonunda patlamıştı.
Güneş batana kadar düşünmeye devam etti. Ardından yakınlardaki bir sahil meyhanesine geçti.
İçerisi yavaş yavaş doluyordu. Cam kenarındaki bir masaya geçip rakı istedi. Arka cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkardı. Sigarayı yaktıktan sonra masaya gelip oturan orta yaşlardaki kadına baktı.
"Sevgilinden mi ayrıldın?"
"Sayılır, nişanlıyız aslında."
Kadının gözlerinde gördüğü yardım etme içgüdüsü ona bunları söyletmişti.
"O mu ayrıldı sen mi?"
"Ben."
"Özel değilse sebebini sorabilir miyim?"
"Özel."
"Anladım, sanki bana gurur yapmışsın gibi geldi. Yanlış mıyım?"
"Değilsin ama bugüne kadar her şeye göz yuman ben oldum ve-"
"Artık yeter dedin."
Kafa salladı Ulaş, tanımadığı birinin onu az da olsa anlaması iyi gelmişti.
"Çok seviyorsun onu."
"Çok seviyorum."
"O zaman neden buradasın? Onun yanında olman gerekmez mi?"
Haklı diye geçirdi içinden, yanına gitmeliydi. Kadın konuşmaya devam etti.
"Sen burada yıkılmış haldesin, sanırsam o da öyledir. Git yanına, konuşun, bağırın çağırın ama barışın."
İrem, şu an ne yapıyor acaba diye düşündü önce, ağlıyordu büyük ihtimalle.
Onun tek bir gözyaşına kıyamayan adam, onu bir başına bırakıp gelmiş meyhanede rakı içiyordu.
İçine oturan sıkıntı yavaş yavaş büyürken sigarasını söndürdü ve hesabı ödedi. Meyhaneden çıkıp arabasına yürürken aklındaki tek şey eve giderek İrem'den özür dilemekti.
Eve vardığında hızlıca anahtarla kapıyı açtı, üst kata çıktı.
Yatakta dizlerini kendine çekmiş sessizce gözyaşı döken İrem'i gördüğünde ise yanına ilerledi.
Kırgındı, kızgındı ama âşıktı.
İrem, Ulaş'ı gördüğünde yataktan inip ona doğru yürümeye başladı. Şu an ona sımsıkı sarılmak, acısını hafifletmek istiyordu ama sevdiği adam canını çok yakmıştı.
"İrem, ben özür dilerim."
İrem'in bir yanı affet diyordu, bir yanı da seni acınla baş başa bırakan destek olmaya çalışmayan birini kolay affetmemesini söylüyordu.
"Ulaş, birbirimize çok incitici sözler söyledik. Bir daha anne olamayacağımın acısını taşırken bunun üstüne beni bırakıp gittin. Kuru bir özürle kırılan kalp onarılamaz."
"Peki senin bana dediklerin İrem? Çok mu kolay sindirilebilir şeylerdi? Sana aşık değilim dedin, seni sevmiyorum dedin!?"
"Onları demek istemediğimi sen de çok iyi biliyorsun Ulaş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerde Sevdim Seni •tamamlandı•
FanfictionAramızda dağlar, yollar, yıllar var iken; beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş.. ~ulrem serisi #1 "Açıkçası ben aşkın bir tutku olduğunu düşüyorum, birini tanımadan da aşık olabilirsiniz; bazen sadece gözlerine bakmak, sesini işitmek bile aşık ol...