Düşlerde Sevdim Seni •tamamlandı•

34 | Fransa

~İrem'den

Mesajın şokunu atlatamamıştım. Kim olabilirdi ki bu? Neden böyle bir şey yapıyordu? Benden, bizden ne istiyordu? Ulaş'a söylemeliydim ama ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Şu an en iyisi susmaktı. Numarayı engellerken üstten gelen arama bildirimine baktım. Şebnem arıyordu.

"Efendim Şebnem?"

"İrem Fransa'ya gidiyormuşsunuz Ulaş ile. Cannes Film Festivali'ne."

"İyiymiş. Ne zaman gidiyoruz?"

"2 gün sonra. Stilistinle konuş kıyafetleri ayarlayalım. Ben de orada olacağım zaten."

"Tamam Şebnem. Ayarlarım ben bir şeyler görüşürüz."

Two days later

"Ulaş benim valizimi de alsana."

"Bekle alacaktım zaten. Ağır kaldırma diyorum kaç kere sana."

"Öff tamam al hadi."

Valizleri kontrolden geçirip havaalanında uçağı beklemeye koyulduk.

"İrem, Cansu da bizimle geliyor."

"Ne? Cansu da mı bizimle geliyor? Ne alaka o ya?"

"Kişisel asistanım ya hani. Fransa'yı görsem iyi olur dedi ben de gel dedim."

"Yalnız sana söyleyeyim ben onunla muhattap falan olmam."

"Tamam aşkım sinirlenme. İstanbul'dan binecek zaten. Orada buluşacağız."

Uçağa binene kadar konuşmadık. Başka şeyler yetmiyormuş gibi Cansu ile de uğraşacaktım. 2 gündür hiç mesaj gelmemişti o numaradan. Kim olduğuna dair ufacık bir fikrim yoktu. Artık kurcalamaktan vazgeçip kendi haline bıraktım.

Koltuklarda yerimizi aldığımızda Ulaş kolunu omzuma attı. Ama ben aldırmadan telefonumla uğraşmaa devam ettim. Benim tepkisizliğimi gördüğünde konuşmaya başladı.

"İrem?"

"Hı?"

"Hı mı?"

"Ne var Ulaş?"

"Cansu'yu çağırdığım için kızdın mı?"

"Aa olur mu öyle şey? O kadar mutlu oldum ki şu an mutluluktan ağlayabilirim."

Ulaş'ın aniden eğilip beni öpmesiyle şaşkınlık içerisinde kaldım.

"Uçaktayız Ulaş."

Dediğime aldırmadan başımı kendi omzuna yasladı, saçımı okşamaya başladı.

"Seni seviyorum."

***

Ulaş'ın uyandırmasıyla Cannes'e geldiğimiz anladım. Uçaktan indikten sonra uzun bir yolculuğumuz vardı Cannes'e kadar ve ben de ister istemez uyuyakalmıştım. Sol kulağımdaki Ulaş'ın kulaklığını çıkarıp ona verdim ve arabadan indim. Hava bulutluydu ve yağmur atıştırıyordu. Bu akşam Cannes'te gezecektik ve yarın mipcom fuarı olacaktı. Akşamında da kırmızı halı.

Otelde birkaç saat dinlenmeden sonra Ulaş'ın yanına gittim. Kapı bir kez tıklatmamla açıldı.

"Ulaş hadi gezinti yapacağız."

"Çok yorgunum ben ya. Siz gidin."

"Ya itiraz etmek yok gidiyoruz."

"İrem ama bak cidden çok yorgunum."

"Fransa'ya gelmişiz gezmeyelim mi beraber? Hem burada bizi tanıyan da fazla yok. Rahat rahat takılırız işte. Lütfen.."

"İyi peki gidelim. Bekle içeriden telefonumu alayım."