Aramızda dağlar, yollar, yıllar var iken; beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş..
~ulrem serisi #1
"Açıkçası ben aşkın bir tutku olduğunu düşüyorum, birini tanımadan da aşık olabilirsiniz; bazen sadece gözlerine bakmak, sesini işitmek bile aşık ol...
İrem, kitaplığın yanındaki koltuğun kenarına oturmuş, ilgisini çeken kitaplara göz atıyordu. Ulaş'ın okuduklarıyla kendi okuduklarının aynı olduğunu görünce ister istemez mutlu oluyordu.
Ulaş elinde ağaç ve malzemelerle odaya girdiğinde kitap sayfalarını ilgiyle çeviren İrem'i gördü. Elindekileri yere bırakıp İrem'in yanına geldi.
"Hangi kitaba bakıyorsun?"
"Çiçek Senfonisi, Özdemir Asaf. Şiirlerinden en sevdiğin hangisi?"
Ulaş, kitabı İrem'den alarak arasında kurumuş yaprak olan sayfayı açtı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia."
İrem başını Ulaş'ın omzundan kaldırıp gülümsedi.
"Çok güzelmiş."
"Öyledir, hadi kalk, bak neler getirdim."
Ulaş, çam ağacını uygun bir yere yerleştirdikten sonra süsleri İrem'e uzattı.
"Beraber süsleriz diye düşündüm."
Gözlerinin içi gülen İrem heyecanla yanıt verdi.
"Ya ben çok severim ağaç süslemeyi."
İkili süsleri masaya boşalttıktan sonra tek tek hepsini ağacın üstüne yerleştirdiler. En sonunda tamamlanan yılbaşı ağacı müthiş görünüyordu.
"Eve birkaç atıştırmalık sipariş ettim, birazdan gelir. Biz de o sırada mutfakta beraber bir şeyler yapalım. Ne dersin?"
"Mükemmel olur. Menümüzde ne var?"
"Fesleğenli Domates Çorbası, Hindi ve Kereviz Salatası."
"Kereviz salatası mı?"
"Evet, yemedin mi hiç?"
"Ay hayır ben kereviz yemem."
"O zaman bugün tadına bakarsın. Çok güzel yaparım."
"Demek öyle görelim bakalım."
"Hadi ellerimizi yıkayalım ben de dolaptan iki önlük çıkarayım."
Mutfağa girdiklerinde önce çorbayı yapmak için kollarını sıvadılar. İrem dolaptan domatesleri çıkarıp yıkarken, Ulaş da fırının derecesini ayarlıyordu. Tepsiye domatesleri dizip 15 dakika sonra almak için fırına koydular. İrem bir tencere çıkarıp sarımsakları içine koyduktan sonra üstüne zeytinyağı ilave etmiş kavuruyordu. O sırada Ulaş da fırından çıkardıkları domatesleri soyma peşindeydi. Ulaş'ın soyduğu domatesleri tencereye ekleyen İrem, üzerine su eklemek için bardağa su doldururken Ulaş mutfakta blenderı arıyordu.
