İskeleden kalkan vapur dalgaları arkasında bırakarak ilerliyordu. Genç çift oturdukları yerden kalkıp el ele vapurun ucuna adımladı. İkisi de aynı anda gözlerini kapatıp denizin kokusunu içlerine çekmişti. Martıların sesini duyan ilk İrem olmuş, gülümseyerek kapalı olan gözlerini aralamıştı.
"Martıları doyurma vakti geldi." dedi eşine bakarak. Bunun üzerine Ulaş elindeki simitlerden birini İrem'e uzattı.
"Al bakalım."
Parça parça havaya fırlattıkları simitler martıların karnını doyurmaya yetiyordu. Ulaş ve İrem'in de onları doyurmanın verdiği mutlulukla yüzlerine kocaman bir gülümseme yerleşiyordu.
Nihayet vapur iskeleye yanaştığında fazla oyalanmadan indiler. Adaya attıkları ilk adımla uzun zamandır gelmediklerinden büyük bir özlem sarmıştı ikisini de.
Ellerini ayırmadan adanın cıvıl cıvıl sokaklarında gezinmeye başladılar. Bisikletle turlayan insanlar, oyun oynayan çocuklar.. Eskisi gibiydi her yer, ruhunu kaybetmemişti.
Rengârenk çiçeklerle bezenmiş bahçeler insanın gözünü kamaştırıyordu.
"Sahilden yürüyelim mi?" diye sordu Ulaş.
"Sokakların cıvıltısını hissetmek istiyorum, dönüşte oradan yürürüz."
Ulaş başını sallayıp gülümsedi. İrem'in sevdiği doğallığın burada olduğunu biliyordu.
"Ulaş.."
"Efendim güzelim?"
"Benim büyük annem burada oturuyordu. Uzun zaman oldu görüşmeyeli, ona da uğrar mıyız?"
"Uğrarız tabi ki, sen nasıl istersen."
Adanın kokusu ciğerlerine dolarken birkaç bir şey içmek için renkli masaları olan kafeye girdiler. Fotoğraf çekinmek isteyenlerin isteğini kırmayıp çekindikten sonra dışarıdaki masalardan birine oturdular.
Garson siparişleri aldıktan sonra İrem Ulaş'ın eline uzandı. Parmağındaki yüzüğü okşadı.
Birazcık cilve yaparak "Evliyiz değil mi şimdi biz?" dedi İrem.
Ulaş, karısının yüzünde gözlerini gezdirdikten sonra gülümseyerek cevap verdi.
"Evliyiz."
"Ben hiç evliliği böyle düşünmemiştim biliyor musun? Hep farklı hayal etmiştim."
"Memnun değil misin yoksa?"
"Hayır canım, çok memnunum. Sadece.."
"Sadece ne?"
"Hâla sevgili gibiyiz. Bir tek parmağımızda evli olduğumuzu belirten yüzükler var."
"Aşkım.." deyip masada uzanıp biraz daha İrem'e yaklaştı.
"İleride çocuklarımız olduğunda düşündüğün gibi olacak, merak etme. Sen oğlumuzu beslerken ben kızımızı uyutacağım mesela, ya da ben oğlumla bahçede maç yaparken sen kızımızla mutfakta kek yapacaksın."
İrem, gözleri buğulanarak dinlediği hayallerle beraber yutkundu.
"Niye büzdün o güzel dudaklarını?"
"Sanki bilmiyorsun Ulaş, lütfen üsteleme daha fazla."
Ulaş, ayağa kalkıp sandalyesini İrem'in yanına çekti.
"Sevgilim.." dedi İrem'in yanağını okşayarak. "Umutsuzluğa kapılmamalıyız ki hayallerimiz gerçek olsun. Hem doktor ne dedi bir ihtimal her zaman var. O ihtimal bizim hayallerimizin anahtarı, bu yüzden karamsar olmayacağız. Ne diyorduk?"
"Umut hep var."
"Evet, hep var. Bak tam şurada." Elini İrem'in kalbinin üstüne koyarken İrem'inkini de kendi kalbinin üzerine yerleştirdi.
"Bu iki kalp birbiri için atmaya devam ettikçe umut hep var olacak."
"Ulaş, seni çok seviyorum."
"Ben de seni çok seviyorum."
İrem, yaslandığı omuzdan garsonun gelmesiyle ayrıldı.
Adanın esintili havasında birlikte çay içeceklerdi.
"Oh, ne güzelmiş buranın çayı ya!" dedi İrem bardağı masaya bırakırken.
"Sen de iyice tiryaki oldun."
"Oldum valla, e sen alıştırdın."
"Sevdiklerim üzerinde etkim vardır, doğru diyorsun."
Karşılıklı gülümseyerek yudumladıkları çay bittiğinde hesabı ödeyip gezintilerine devam ettiler.
"Büyük annenin evi ne taraftaydı?"
"Yanlış hatırlamıyorsam bir sokak aşağıda." diye cevapladı İrem. El ele heybeliada sokaklarında yürürken onları görüp fotoğraf çektiren, tebrik eden bir sürü kişi olmuştu.
"İrem, siz Ankaralı değil miydiniz ya? Büyük annenin burada ne işi var?"
"Şey aslında, öz büyük annem değil. Anneme küçükken bakan, büyüten kadın Nermin Anne. Beni de çok sever, torunum der hep. Ben de denk geldikçe ziyaret ediyorum işte."
"Anladım, bakalım beni de senin gibi sevecek mi?"
"Sever tabi, seni kim sevmez ki?"
Yolları küçük bahçeli bir evde bittiğinde demir kapıyı aralayarak içeri girdiler. Birbirinden farklı onlarca çiçekle dolu bahçe özenle bakıldığını fazlasıyla belli ediyordu.
Zile bir kez basan İrem anında kapının açılmasını beklemiyordu.
"Torunum gelmiş!" diyerek İrem'i kolları arasına aldı yaşlı kadın. Bir yandan saçını okşuyor bir yandan da sevgi sözcüklerini dile getiriyordu.
"Oh, oh nasıl özlemişim yeşilimi. Gel buyur içeriye."
İrem'den ayrıldıktan sonra kapının önünde duran Ulaş'ı fark etti.
"Maşallah maşallah, kızım bu oğlan senin arkadaşın mı yoksa?"
"Tanıştırayım Nermin Anneciğim, kendisi kocam olur."
Nermin Anne, kocaman gülümserken aniden gözleri dolduğunda İrem de Ulaş da şaşkınlıkla kadını izliyordu.
"Ah be kızım, sen de evlendin ha. Allah'ıma şükürler olsun mürüvvetini de görmeyi nasip etti."
İrem, büyükannesinin gözyaşlarını silip içeriye girmesine yardım etti. Ulaş da arkalarından eve girdiğinde kapıyı kapatıp yanlarına geldi.
Odaya geçip oturunca Nermin Anne kaşlarını çatıp Ulaş'ı incelemeye başladı. İyice süzdükten sonra yüksek sesle "Oğlum sen Tahir Kaleli değil misin?" dedi.
Ulaş tebessüm edip kafa salladı. "Adım Ulaş ama evet, aynı zamanda Tahir'im."
"Oy oy, az evvel güneşten seçememiştim. Şimdi kavrayabildim ancak, kusuruma bakma oğlum."
"Olur mu öyle şey? Ne kusuru?"
Nermin Anne İrem'in kolunu sıvazlayarak "Benim torun da birisini bulmuş ya, şaştım kaldım vallahi."
"Ya Nermin Anne, neden öyle diyorsun? Bulamaz mıyım ben kimseyi?"
"Yani kızım ne bileyim? Evde kalacaksın sanmıştım ben."
Ulaş seslice güldüğünde İrem kaşlarını çatarak o tarafa baktı.
"Neyse kızım sen bize bir kahve yap, damat beyle karşılıklı içelim."
İrem, "Emriniz olur Nermin Hanım." dedikten sonra kalkıp mutfağa geçti. Yaptığı kahveyi cezveden fincanlara boşalttı ve tepsiye dizdi. İçeriye geri döndüğünde ikili koyu sohbete dalmış, İrem'in geldiğini bile fark etmemişlerdi.
~~~
Kurgudan artık sıkıldınız mı?
Bölümleri 15 güne bir atıyorum, yorumlarınızı bekliyorum💖
İyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerde Sevdim Seni •tamamlandı•
FanficAramızda dağlar, yollar, yıllar var iken; beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş.. ~ulrem serisi #1 "Açıkçası ben aşkın bir tutku olduğunu düşüyorum, birini tanımadan da aşık olabilirsiniz; bazen sadece gözlerine bakmak, sesini işitmek bile aşık ol...