'Sessizlik, bir ilişkinin çığlıklarıdır.'
&
Gün ağarmaya başladığında Berzah, üzerinde gelinliği ile uyuyakaldığı yataktan doğruldu. Kendini çok bitkin ve mutsuz hissediyordu. Oysa bu onun en güzel sabahı olmalıydı. Kocasının kollarında,onun sıcacık bakışları ile günaydın demeliydi yeni sabaha.
Usulca kalktı yataktan ve dolaba ilerleyip üzerine giyebileceği bir elbise çıkardı. Üstündeki gelinliği bir çırpıda sıyırıp çıkardığı elbiseyi üzerine geçirdi. Banyoya geçip ağlamaktan akmış olan makyajını temizledi ve yüzünü yıkadı. Kapıyı açıp dışarı çıktığında, huzursuz bir his tüm benliğini ele geçirdi. Konakta acı bir sessizlik vardı.
Oysa bu sabah kahkahaları ile şenlenecekti bu görkemli duvarlar. Böylesini kesinlikle hayal etmemişti. Karan 'ın nerede olduğunu bilmiyordu. Gece çıkıp gitmiş ve bir daha geri gelmemişti. 'Tıpkı o gece olduğu gibi' diye düşündü genç kız ve dudağı kırık bir tebessümle yana kıvrıldı.
Henüz gün yeni ağarıyordu, o yüzden kahvaltı için erken olduğunu düşünerek konağı biraz gezmeye karar verdi. Bu boğucu sessizlikte başka türlü zaman geçmeyecekti. Ziynet cadısı varken yalnızca mutfakta vakit geçiriyor ve evin erkekleri yokken de avluyu temizliyordu. Ayak altında dolaşma diye tembihlendiği için daha önce konağın hiçbir yerini gezememişti. Bulundukları katta yalnızca iki oda vardı. Birisi yatak odaları diğeri ise şu an önünde durduğu çalışma odasıydı. Bir alt katta Ferzan ağa ve Ziynet hanımın odalarının haricinde, iki oda daha vardı. Berzah bu evde olduğu sürece o odaların hiç kullanıldığına şahit olmamıştı. Muhtemelen ikisi de misafir odası olarak kullanılıyordu. Konağın büyük görkemli salonu da bu kattaydı. Berzah orayı da ilk kez görecekti. En alt katı zaten avucunun içi gibi biliyordu. Acı dolu zamanlarının tamamını orada geçirmişti.
Kafasındaki düşünceleri kovmak ister gibi başını iki yana salladı ve güneşin yavaş yavaş yeryüzünü aydınlatışını izlemeye koyuldu. En büyük hayallerinden biri de bir gün sevdiği adamla güneşin doğuşunu izleyebilmekti. Güneşin doğuşu öyle özel bir doğa olayıydı ki, bu özel görüntü yalnızca bir sevgili ile izlenmeyi hak ediyordu. Başını gökyüzünden çekip konağın ihtişamlı çatı katına baktığında, balkonda bir karaltı fark etti. Merakını yenilip ne olduğuna bakmak için usul usul tüm basamakları tırmandı.
O karanlık gölge içini bir parça ürpertmişti ama yine de ayaklarına söz geçirmemiyordu. Bir güç tarafından oraya bakmak için itildiğini hissediyordu. Merak o an hissettiği tüm duygulardan daha baskındı. Ürkek adımlarla balkona ulaştığında, karşılaştığı görüntü içinin burkulmasına neden oldu. Karan sırtını duvara yaslamış ve kollarını sıkıca birbirine sarmış bir halde yerde uyuyordu. Üşüdüğü her halinden belliydi. O koca bedeni resmen büzülmüştü. Genç kız onun bütün gece bu soğuk betonun üzerinde uyuduğunu düşününce kalbinin acıdığını hissetti.
Daha fazla bu soğuk zeminin üzerinde uyumasına izin veremezdi. Uyandırmak için birkaç kez omuzundan dürttü ancak ne olduğunu anlamadan birden bileğinden sertçe yakalandı ve dengesini kaybedip genç adamın üzerine düştü. Karan, şaşkın bakışlarını ceylan gözlere kenetlediğinde, en az onun kadar şaşkın olan Berzah ' da ürkek bakışlarla adamın zümrüt yeşili gözlerine bakıyordu. Saniyeler sonra içinde bulundukları durumu idrak edebildiğinde hızla kocasının kucağından kalktı ve üzerine bulaşan tozları silkelemeye başladı.
Aslında üstünde toz falan yoktu. Bunu tamamen Karan ' la tekrar göz göze gelmemek için, oyalanmak amacıyla yapıyordu. Karan ise bakışlarını bir an bile karısının üzerinden çekmeden, her hareketini dikkatle izliyordu. Berzah bu saçma sessizliğe bir son vermesi gerektiğini düşündü ve " burada uyuyakalmışsın. İstersen odaya gidip biraz uyu, henüz çok erken. Güneş yeni doğuyor " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)
RomanceErkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakıl...