Keyifli okumalar. En sevgiliye emanetsiniz. ..&
"Evlat... Gören gözün, işiten kulağın, tutan elin, yürüdüğün ayağın, aldığın nefes, attığın adım, yediğin lokma, içtiğin su, canının en tatlı, en hassas yeri, ona gelmesin bana gelsin tüm acılar dediğindir" sustu, derin bir nefes aldı.
" Babaannem Savaş abimin kızı doğduğunda ona söylemişti bu sözleri, o zamanlar pek önemsememiştim, anlamsız bulmuştum, hatta bir insan için bir şey nasıl bu kadar değerli olabilir ki diye düşünmüştüm. Belki kimse için bu kadar derin anlamlar taşıyan biri olmadığımdan, bunun olurluğuna inanmak istemedim bilmiyorum. Ama şimdi anlayabiliyorum. Ancak anne olan hissedebilirmiş o kelimelerin anlamını, ancak anne olunca anlarmış insan. Kulağıma anlamsız birkaç kelime olarak çarpıp kalan ama farkında olmadan yüreğime işleyen o kelimeler şimdi öyle büyük bir anlam kazandı ki... Şu parmağımı tutan el var ya, elimi tutan en güzel el , şu boncuk boncuk bakan gözler, bana bakan en güzel göz, şu baktığım manzara en güzel fotoğrafım, o benim en güzel kitabım, en güzel iki hecem , sevgim , neşem, ömrüm, o benim nefesim, o benim şah damarım " gözünden damlayan iki inci tanesini hızla yakaladı ve dolu gözlerini dostuna çevirdi.
" Bu öyle başka bir şey ki Feride, yani bu duyguyu tarif etmek öyle zor ki , kokusu, sesi , duruşu her şeyi seni kendine aşık ediyor. Ona bakınca tüm kötü duygulardan arınıyorsun. Seni huzursuz eden tüm düşüncelerden, tüm insanlardan, her şey silikleşiyor ona bakınca, her şey anlamını yitiriyor ama aynı zaman da birçok şey de anlam kazanıyor" başını sağa sola salladı ve tebessüm etti. " Ne demek istediğimi anlayabiliyor musun? " diye sordu masumca.
Feride dakikalardır hayranlıkla dinlediği arkadaşına anlayışla gülümsedi. Evet hissettiklerini tam anlamıyla anlayamazdı belki ama, tahmin edebiliyordu en azından.
" Öyle güzel şeyler söyledin ki, yani evet şu an hissettiğin şeyleri tam anlamıyla hissedemem belki ama inan nasıl mükemmel bir duygu olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu gerçekten bir mucize ve sen böyle bir mucizeye sahip olduğun için şu an benim gözümde dünyanın en şanslı kadınısın biliyor musun" kollarını uzatıp arkadaşını sıkıca sardı.
" Canımsın benim, seni böyle görmek, böyle ışıl ışıl, böyle güzel gülümserken...beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam. Sen benim bugüne kadar tanıdığım en mükemmel annesin, bu küçük pırlanta taşı o kadar şanslı bir adam ki, henüz bunun farkında değil ama büyüdüğünde ve seni keşfettiğinde bu dünyada hayran olacağı tek şey sen olacaksın buna eminim" sözlerinin bitiminde omuzunu şakacı bir tavırla Berzah'ın omuzuna çarptı ve " tıpkı babası gibi onun da gözü senden başka bir şey görmeyecek " dedi.
Berzah utangaç bir gülümseme ile yüzünü sakladı. Feride onun bu hali ile hem çok eğleniyor hem de şaşırıyordu. Neredeyse iki yıla yakındır evlilerdi ve üstelik artık bir çocukları da vardı ama Berzah hala Karan' la ilgili konularda fazlasıyla utangaçtı.
Feride tam bir şeyler söylemek için ağzını açıyordu ki aniden açılan kapı hoş sohbetlerini böldü.
İki genç kadın aynı anda bakışlarını kapıya çevirdiğinde kısa süreli bir şok yaşadılar. Bu kadının burada, hatta Berzah'ın odasında ne işi vardı? Hangi cesaretle gelebilmişti, doğrusu ikisi de hayret içindeydi.Ziynet hanım yüzünde sahte olduğu her halinden belli bir gülümseme ile odanın içinde birkaç adım ilerledi ve yatağın önünde durdu. Birkaç saniye boyunca samimi olduğunu düşündüğü bir bakışı iki genç kadının üzerinde gezdirdi ve ardından
" merhaba " dedi.Berzah ve Feride şaşkınca birbirlerine bakıp aynı anda kısık bir sesle ona aynı karşılığı verdiler. Ziynet hanım sanki her şey çok normalmiş gibi, bu ziyareti yapmaya hakkı varmış gibi rahat bir tavırla " ben geçmiş olsun demek ve torunumu görmek için geldim. İzin verirsen onu görebilir miyim " dedi. Berzah arkadaşına hızlıca tedirgin bir bakış atıp tekrar Ziynet hanıma döndü. " Şu anda uyuyor " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)
RomanceErkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakıl...