~Berdel~

55.1K 1.8K 59
                                    

Genç adamın azaldığını düşündüğü öfkesi Karabey konağına geldiği an tekrar alazlandı. Ne saçmalıyordu böyle dedesi? Berdel yapmak da nereden çıkmıştı? Böyle bir şeye asla olur veremezdi. Aşık olmak, sevdiği kadınla yuva kurmak istiyordu.

Sırf bu yüzden halasının kızı Dilan'ı yıllardır görmezden geliyordu. Kalbi, uzun zamandır gerçek sahibini arıyordu. Hal böyleyken hiç tanımadığı bir kızı, sırf töre öyle istiyor diye nasıl kadını yapardı.

Üstelik daha birkaç saat önce gördüğü o ceylan gözler bir an olsun aklından çıkmıyorken, bunu nasıl kabul edebilirdi. Baran denen o şerefsizin canı umurunda bile değildi. O herif yüzünden kılını bile kıpırdatmak istemiyordu ama, ah
bu amalar vardı işte... Her ne kadar ihanet etmiş olsa da biricik kız kardeşinin ölüm fermanını vermek yüreğine ağır geliyordu.

Karan 'ın öfkeli bir şekilde Karabey konağını terk etmesinin ardından, Ferzan ağa'da berdel meselesini düşüneceklerini söyleyerek tüm adamlarını toplayıp Ulusoy konağına geri dönmüştü.

Allah biliyor ya, evladını alan o aile ile aralarında asla böyle bir bağ olsun istemiyordu. Ancak artık kan dökülmesine de gönlü razı değildi. Yaşlı yüreği bir ölümü daha kaldıracak kadar güçlü değildi.

&

Annesi ile hastaneden dönen Berzah, henüz onu bekleyen kötü sürprizden habersizdi. İlginç bir şekilde sakin geçen akşam yemeğinin ardından, amcası onunla konuşması gereken önemli bir şey olduğunu söyleyerek büyük avluya gelmesini istedi.

Hissediyordu genç kız, yine canını sıkacak bir şeyler dönüyordu. Zaten bütün akşam herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. O sorumsuz abisi de bugün ortalarda yoktu. Allah bilir yine ne haltlar peşindeydi. Onunla uğraşacaklarına Baran efendiyi biraz hizaya getirselerdi ya...

Annesi ile birlikte büyük avluya indiğinde babası ve amcasını karşılıklı kahvelerini içerken buldu. Babaannesi ve yengesi de bir köşede oturmuş sessiz sedasız onları seyrediyordu. "Herkes toplandığına göre konu mühim olmalı" diye düşündü. Sedirin ucuna çöktü ve tedirgince beklemeye başladı.

Amcası "Berzah, kızım "diyerek söze başladığında ona şaşkınlıktan irice açılmış gözlerle baktı. Az önce amcası ona kızım diye mi hitap etmişti yoksa kulakları yanlış mı duymuştu. "Tövbe yarabbi, kıyamet mi kopacak ne! "diye geçirdi içinden.

Görülmüş, duyulmuş şey değildi amcasının onunla böyle samimi bir hitap şekli ile konuştuğu. Bu durum tedirginliğini bir nebze daha büyütmüştü. Bu defa konu her ne ise canını fazla sıkacaktı hissediyordu.

" Ağabeyin olacak o işe yaramaz herif düşman olduğumuz Ulusoy aşiretinin kızını kaçırdı. " Amcasının sıkıntılı sesi kulaklarına dolduğunda şaşkın bakışlarını hızla annesine çevirdi. Annesinin yüzündeki perişan ifade yanlış duymadığını tasdikler nitelikteydi. Tevekkeli değil sabahtan beri tansiyonu habire yükselip duruyordu.

" Ne olacak şimdi! Abim!  Yani ona ne yapacaklar ?" diye telaşla sordu.

Efgan ağa derin bir nefes aldı. Her zaman ki o sert duruşunun aksine biraz daha yumuşaktı bu defa ifadesi. Biliyordu yeğeninin ne kadar inatçı olduğunu, onu ancak yumuşak bir dille ikna edebilirdi. Bu asi kıza dayatma ile bir şeyler yaptırılamayacağını bir çok kere tecrübe etmişlerdi.

" Bu sana bağlı kızım. Eğer kan dökülsün ağabeyin toprağa girsin istemiyorsan onun için bir fedakarlık yapman icap ediyor. " Hiç bir şey anlamamıştı genç kız amcasının dediklerinden. O ne yapabilirdi ki? Töreler açıktı. Bu suçun cezası ölümdü!

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin