~Hasret Rüzgarları~

36.9K 1.5K 49
                                    

Savaş, üst kata kadar kucağında taşıdığı genç kadını odasına götürüp usulca yatağına yatırdı. Hıçkırıkları hala dinmemiş olan kızın saçlarında şefkatle gezdirdi parmaklarını. O da şaşkındı en az diğerleri kadar. Bir şeyler yaşadığı çok açıktı ama bu kadarını da beklemiyordu.

Dakikalar önce aşağıda "ben kime sitem edeyim" derken ki çaresiz isyanı, sürekli zihninde tekrar edip duruyordu. Kendi y konuşur gibi fısıldadı. " Ah be abim sen ne yaptın böyle, neler yaşadın "

Duyduklarından sonra ne söylenecek bir sözü kalmıştı ne de teselli verecek hali. Hissettiği tek şey göğsünü deşen bir ağrı ve şiddetli bir öfkeydi. Berzah 'ın hıçkırıkları yavaş yavaş iç çekişlere dönüştüğünde, sakinleştiğine kanaat getirerek onunla konuşmaya karar verdi. Ancak  tam bir şeyler söyleyemeye hazırlanıyorken odanın kapısı aniden açıldı ve Didar dışında ki evin tüm kadınları odaya doluştu.

Savaş usulca kalktı Berzah 'ın uzandığı yataktan. Kapının önünde bekleyen kadınların yanına ilerledi ve " yeni sakinleşti. " Dedi kısık bir sesle. " Bir şeyler sorup üstüne gitmeyin kızın. Biraz kendine gelsin konuşursunuz zaten " Savaş odadan çıktığında Zişan hanım gözünde yaşlarla ilerleyip oturdu kızının baş ucuna. Şefkatli dokunuşları ile okşadı kızının saçlarını " Yavrum " dedi iç çeke çeke.
" Benim öpmeye, koklamaya kıyamadığım, göz nurum " boğazı düğümlendi son cümlesinden sonra, kelimelerde insanın dilini yakabilirmiş bazen, dilinin
dağlandığını hissederek sustu.

Berzah annesinin sessiz feryadına karşılık, yerinden doğrulup kollarını sıkıca boynuna sardı. Bedenine ve ruhuna aldığı her darbede bu kolların hasreti ile kavrulmuştu. İki biçare kadın sessiz gözyaşları ile akıttılar gönüllerinde biriken acı kederi. Kumru ve Berfin hanım ise hala dikildikleri kapı önünde, gözlerinde yaşlarla izliyorlardı bu iki yaralı biçareyi. Kızı gibi seviyordu Berfin hanım Berzah 'ı , biricik evladının, Savaş 'ının tek kız kardeşiydi o.  Onun hiçbir zaman sahip olamadığı kız evladıydı. Birlikte büyütmüşlerdi onları. Hiçbir vakit amca çocuğu gibi hissettirmemişlerdi.

Ne Zişan Savaş 'ı kendi çocuklarından ayırmıştı bir günden bir güne, ne de Berfin, Berzah ve diğerlerini. O yüzden birinin canı yandığında hepsinin yüreği acırdı. Şimdi karşısında gördüğü bu çaresiz iç çekişler en az Zişan kadar yakıyordu Berfin 'in yüreğini. Kumru hanım ise pişmandı engel olamadıkları için. Belki vaktiyle oğlunun karşısına geçip bu iş olmaz deseydi, böyle kırık dökük bir vaziyette dönmeyecekti güzel torunu baba evine. Kumru hanımın yaşlı kalbi için bu yaşananlar oldukça ağırdı.

&

Avluda ise derin bir sessizlik hakimdi hala. Baran kardeşinin isyanının ardından çekip gitmişti konaktan. Didar annesinin zalimlikleri karşısında şaşkın ve mahcup bir halde ağlayarak çıkmıştı odasına. Efgan ve Cihan ağa ise ne söyleyeceklerini bilmez bir halde duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu hala.

Savaş aşağıya indiğinde karşılarına geçip " gördünüz mü Ulusoylar nasıl da el üstünde tutmuşlar kızımızı." Dedi öfke ile." Biz onların kızına prensesler gibi bakarken, onlar benim kardeşimi nasıl ateşlerde yakmışlar duydunuz mu? Kanımız akmasın diye canımızı verdik. Onlar o canı ölmekten beter ettiler"  Çok öfkeliydi. Onun, bu yaşına kadar ayağına taş değmesine izin vermediği kardeşi, bu halde olmayı hak etmemişti. İçi yanıyordu genç adamın. Belki de hayatında ilk defa bu şehri terk edip gittiği için pişmandı. Eğer burada olsaydı asla izin vermezdi bu yaşananlara.

Karşısında başı önde oturan iki adama öfkeyle baktı.
" Beni iyi dinleyin şimdi baba, sen de yüzüme bak amca bu söyleyeceklerim bir daha konuşulmayacak çünkü. Ulusoylar bu kızın gözünden akan her damla için, çektiği her ah için bedel ödeyecekler. Bundan sonra ben nasıl istiyorsam öyle olacak ve siz de bana destek olacaksınız. Aksi halde az önce de dediğim gibi bir daha yüzümü göremezsiniz" dedi.

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin