~Sol Yanımdaki Cehennem~

7.1K 369 17
                                    

Keyifli okumalar. En sevgiliye emanetsiniz.   

&

Karan işten döndüğünde, küçük perisinin gece boyu olduğu gibi yine ağlama sesi ile tüm konağı inlettiğini fark etti. Küçük meleği son iki gündür sebepsiz bir şekilde sürekli ağlıyor ve ne annesinin sütünü ne de verilen mamaları hiçbir şekilde yemiyordu. Karan, hastaneye gitme konusunda ısrar etse de, Sultan annesi ve karısı tarafından küçük bebeklerde bu tür durumların normal olabileceğine dair aldığı direktifler sonunda güçlükle de olsa ikna edilmişti. Ancak güzel meleğinin acı dolu ağlayışları genç adamın içini parçalıyordu. Eğer bu durum bir gece daha devam ederse sabah ilk iş hiç kimseyi  umursamadan kızını kaptığı gibi alıp  doktora götürecekti.

Hiç vakit  kaybetmeden hızlı bir çeviklikle  yatak  odasına giden merdivenleri tırmandı ve hızlıca içeri girdi. Berzah'ın, kucağında tuttuğu kızı ile birlikte odanın içinde bir ileri bir geri volta atarken, bir taraftan da onunla birlikte ağladığını görünce, onlara endişe ile yaklaştı. Karısını kucağındaki kızı ile birlikte kucaklayıp saçlarının arasına küçük bir öpücük bıraktı.

" Kurban olduğum sen niye ağlıyorsun " diye sordu fısıltı ile. Berzah omuzlarını  silkti.

" Bilmiyorum " dedi çaresiz bir şekilde. Bebeği dün geceden beri o kadar çok ağlamıştı ki, sinirleri bozulan genç kadın, yavrusunun yüreğini söken bu ağlamaları yüzünden daha fazla kendini tutamamış ve o da kızı ile birlikte ağlamaya başlamıştı. Karan onu gözyaşlarından öptü. Şefkatle ve sevgiyle. Kalbinden coşup gelen samimi bir merhametle.

" Çok yoruldun sen, hadi ver biraz meleğimizi  bana da sen yatıp dinlen.  Biz baba kız bakarız başımızın çaresine " derken kızını çoktan kucağına almış ve şefkat dolu bakışlarını ona çevirmişti.

" Bakarız dimi benim güzel perim" dediğinde küçük bebek sanki onu anlamış gibi gülümsemişti. Berzah, saaatlerdir hiç durmaksızın ağlayan kızına hayretle baktı. Babasının kucağına gider gitmez susmuştu. Ne yani tek derdi bu muydu ? Babasının kollarında olmak için mi bu kadar yaygara koparmıştı. Berzah kafasını hızla iki yana salladı. Anlaşılan bu güzel adamın kokusuna meftun olan yalnızca kendisi değildi. Küçük prensesi de babasının kokusunda huzur olduğunu çoktan keşfetmiş gibi görünüyordu.

" Hadi gel biz seninle abiyi ziyarete gidelim, anne de biraz dinlensin  tamam mı güzel kızım " diyerek kapıya yöneldiğinde, karısının " gidin tabi baksana bütün garezi banaymış zaten. Senin kucağına gelince nasıl da sesi kesildi " dediğini işitti ve omuzunun üzerinden ona bakıp gülümsedi. " Öyle deme annesi, kızım bütün gün babasını çok özlüyor.  Bırak da  olsun o kadar forsumuz" dedi ve battaniyesine sıkıca sardığı bebeği ile birlikte odadan çıktı.

Yarım saat kadar sonra kucağında uyuyan kızı ile birlikte sessizce odaya girip onu beşiğine yatırdı. Mışıl mışıl uyuyan karısı ve kızını uyandırmamaya özen göstererek    aynı sessizlikle dışarı çıktığında, derin bir nefes alıp bir alt katta ki avluya dedesinin yanına indi. 

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama karısının birden tüm konağı inleten acı haykırışı ile kalbinin tam ortasına bir ateşin düştüğünü hissetti. Nasıl olduğunu bile anlamadan yatak odasına uzanan merdivenleri bir solukta çıktı ve elleri titreyerek kapının kulpunu indirdi. Korku dolu birkaç adımın ardından yerde kucağında kızı ile birlikte oturan, gözlerine kan oturmuş kadının çaresiz gözyaşları ile karşılaştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken gözü bir an bebeğine kaydı. İşte o an ayaklarının yerden kesildiğini hissedip olduğu yerde şiddetle sendeledi. Neyse ki dedesi hemen bir adım arkasındaydı da genç adama derhal destek vermişti. Aksi halde yere kapaklanması an meselesiydi. Kendini çabucak toparlayıp birkaç adım ilerledi ve karısının önünde diz çöküp kızını almak için  kollarını uzattı. Berzah onun bu hareketi ile irkildi ve bebeği kendine daha çok bastırdı.

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin