Berceste : güzel, seçilmiş, değerli
&
Gününün çoğunu misafirleri ile ilgilenerek geçiren Berzah, nihayet Leman hanım ve sevimsiz kızı Dilan dinlenmek için odalarına çekildiğinde, mutfağa, Sultan annesinin yanına indi. Sultan hanım, kapının önünde dikilmiş onları izleyen genç kıza şefkatle gülümsedi.
" Bir şey mi istedin güzel kızım, neden orada dikiliyorsun? " diye sordu.
Berzah dalgın bir şekilde içeriye girdi. " Bir şey istemiyorum Sultan anne, canım sıkıldı size bir bakayım dedim. Akşama ne pişiriyorsun? Kurt gibi açım " diyerek ocaktaki tencerelerin başına geçti ve hepsinin kapağını açıp iştahla göz gezdirdi.
" Geldigimde kahvaltı masası hazır bir şekilde duruyordu. Ama ellenmemiş gibiydi. Yoksa bu saate kadar bir şey yemediniz mi? " Sultan kadının sorusu ile Karan 'ın da hala aç olduğu gerçeğini idrak etti ve büyük bir mahcubiyetle başını öne eğdi.
" Şeyy! Biz yeni uyanmıştık. Leman halalar gelince aklımdan çıkıvermiş. Karan ' da bir şey söylemedi. Acıkmadı herhalde " Sultan başını anladım manasında salladı.
Yeni evli olduklarından bu saate kadar uyumuş olmaları çok normaldi. Ancak Karan her gün düzenli bir şekilde kahvaltısını yapardı. Mutlaka aç olmalıydı. Ferzan ağa gelir gelmez onunla çalışma odasına kapandıkları için, haliyle yemeye fırsat bulamamıştı.
" Tamam güzel kızım ben şimdi size bir şeyler hazırlarım. Akşam yemeğine daha çok var. Karan o saate kadar aç duramaz" dedikten sonra çabucak iki tane sandviç ve iki bardak meyve suyu hazırlayıp bir tepsiye koydu ve tepsiyi genç kızın eline tutuşturdu..
Berzah tepsiye sanki garip bir şeymiş gibi bakarken " hadi kızım götürsene tepsiyi, Karan en son Ferzan ağamla çalışma odasındaydı. Ağam az önce çıktı ama o hala oradadır" diyen kadını başı ile onaylayıp hareketlendi ve ağır adımlarla yukarıya çıktı.
Çalışma odasının kapısına gelince derin bir nefes aldı. Ne garip bir gündü. Dün olanlardan sonra şimdi oturup onunla baş başa yemek mi yiyecekti...! Kararsız bir şekilde kapının önünde ne yapacağını düşünürken, kapı aniden açılmış ve Karan 'la göz göze gelmişlerdi. Karan bir karısına bir de elindeki tepsiye şaşkınca bakıp tek kaşını sorar gibi yukarı kaldırdı.
" Şeyy, Sultan anne gönderdi. Akşam yemeğine daha çok var diye... " Karan genç kadının mahcubiyeti karşısında samimiyetle gülümsedi. Mahcubiyet bir kadına nasıl bu kadar yakışabilirdi, aklı almıyordu. Gözlerini kaçırışı, yüzünün kızarışı ve titreyen elleriyle öylesine masum, öylesine doğal görünüyordu ki, Karan onu göğsüne bastırıp, sımsıkı sarmak istiyordu.
Kapının önünden yana kayıp karısına geçmesi için yer açtı. Berzah kocasının açtığı aralıktan içeriye süzüldü ve elindeki tepsiyi çalışma masasının önündeki sehpanın üzerine bıraktı. Karan hızla ilerleyip tekli koltuklardan birine oturdu ve sandviçini eline aldı.
Karısının hala ayakta dikildiğini görünce" diğeri senin sanırım, otursana " dedi. Berzah çekingen bir tavırla ayakta dikilmeye sürdürdü.
" Aslında ben pek aç değilim. En iyisi gidip biraz çizim yapayım " diyerek gitmeye yeltendiğinde, Karan yerinden fırlayıp önüne geçti ve onu durdurdu.
" Böyle sürekli benden kaçacak mısın? " diye sordu.
Berzah yine gözlerini kaçırıp bakışlarını odanın içinde gezdirmeye başladı.
" Senden kaçtığım falan yok. Aç değilim dedim ya " Karan elini ensesine atıp sıkıntılı bir nefes aldı.
" Nedense kahvaltı bile yapmadığını düşünüyorum " dediğinde Berzah haklı olduğunu kanıtlarcasına kıpırdandı. Anlaşılan asi olmanın yanı sıra bir de fazlasıyla inatçıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)
Roman d'amourErkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakıl...