~Gelecek bölümden kesit~

7.3K 207 24
                                    


Kalbi ihanetin sancısı ile sarsılıyordu. Şu an, şu köşe başında nefesi son bulsun, ruhu bedenini bırakıp gitsin istiyordu. Gözlerini acı dolu bir yakarışla kapattı, dermanı kesilmiş dizlerinin üzerine çöktü ve elini acıdan parça pinçik olmuş kalbine götürdü. Gözünden akan tuzlu damlalar gözbebeklerini yakıyordu. Gençten bir adam yanına yaklaşıp
" iyi misiniz hanımefendi, ambulans çağırmamı ister misiniz? " diye sorduğunda kanlanmış gözlerini ona çevirdi. Genç adamın yüzündeki ifadeden, gördüğü manzaranın onu şaşkına çevirdiği açıkça okunuyordu. Nasıl göründüğünü tahmin edebiliyordu. Bitmiş! Yok olmuş! Bir avuç külden ibaretti artık. Kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. Titrek ve kısık bir sesle " Bana artık hiç kimse yardım edemez "dedi.

Genç adamın şaşkın bakışları eşliğinde, ellerinin ayalarını yere bastırdı ve çöktüğü duvar dibinden usulca tutuna tutuna kalktı. Bakışlarını ihanetin acı resmi ile son kez buluşturdu ve ardından feri sönmüş gözlerini aynı acı ile kapatıp arkasını döndü. Geldiği yolu usul usul adımlarken, attığı her adımda ruhunun bedeninden çekildiğini, ızdırab dolu bir sancının tüm bedenini ele geçirdiğini hissediyordu. Kalbi darmadumandı. Yok olmak böyle birşey miydi ? Çünkü şuan kendini yok olmuş gibi hissediyordu. Hiç bir şeyin canını bu kadar yakmaya gücü yetmezdi. Yüreğini emanet ettiği adamın ihanetinden başka...

Canı sadece yanmıyordu, canı oluk oluk kanıyordu. İçindeki sancı acıta acıta ruhunda silinmez izler bırakıyordu. Kalbi kıvranarak can çekişiyor, nefesi bir yumru gibi boğazına düğümleniyordu.

Nereye gittiğini bilmediği adımları tanıdık bir kapının önünde durduğunda, hiç düşünmeden dermanı kesilmiş kollarını kaldırdı ve güçsüz birkaç darbe ile kapıyı tıklattı. Kapı açıldığında ve korku dolu şaşkın bir çift bakış, bakışları ile çarpıştığında, ayakta durmakta zorlanan bedenini bir pelte gibi yere bıraktı. " Canım çok yanıyor, ne olur bana yardım et " dedi ve ardından kendini karanlığın kollarına bıraktı.

&

" Nasıl yaptın! Bana... Bize... O sonsuzluk kadar yüce olduğunu söylediğin sevdamıza... Bunu nasıl yaptın. Söylesene! Bana birşey söyle! Bir hataydı de , gönlüm kaydı de " dudakları titriyordu. Her kelimede boğazının acısı daha çok artıyor ve bu acı canını yakıyordu. Bağırarak konuştuğu için değil, telaffuz etmekte zorlandığı sözcükler yüzünden yanıyordu canı. Sertçe yutkundu.
"Ne dersen kabulüm ama bana bir neden ver. Yoksa delireceğim " dedi fısıltı ile. Artık ne konuşacak ne de ayakta duracak dermanı kalmamıştı. Bedenini ağır ağır önünde dikildiği ahşap sandalyeye bıraktı. Başını önüne eğdi, tırnakları avuç içlerinde çizikler oluşturmuştu ama kalbinin acısı o kadar büyüktü ki bedeninde ki bu küçük sızıyı dahi hissetmiyordu. Kanlanmış gözlerini, bir zamanlar ondan başka hiç birşeyi görmeyen zümrütlere çevirdi. Bu bakış,  vereceğin cevabı bekliyorum demekti.

Karan, soğuk bir bakışı yüzünde gezdirdi ve aynı soğuklukla
" Üzgünüm böyle olmasını istemezdim" dedi. Berzah, duyduğu sözlerden sonra daha fazla dayanamadı ve bozulan sinirleri yüzünden histerik bir kahkaha patlattı. Saniyeler süren kahkahasının ardından acı dolu ama bir o kadar da kararlı bakışlarını genç adamın zümrüt yeşili gözlerine dikti.
" Sen..." dedi ve acı ile yutkundu. Konuşmakta güçlük çekiyor gibiydi. Kelimeler adeta dilini yakıyor ve ardından tüm bedenini esir alan bir acıyla sarsılıyordu. " Bu ihanetle, gönlümü öyle bir ateşe yatırdın ki... Ahdım olsun! Ben yandıkça, o ateş harlanacak ve bir gün Karan ağa! Yaktığın o ateşte seni küle çevirinceye kadar ölmeyeceğim! " tek bir söz daha etmeden hızlıca ayaklandı ve arkasına bakmadan koşar adımlarla bulundukları mekanı terk etti.

Kor gibi yanan bir ateşte bir sevdanın külleri can çekişiyordu artık. Ve bu ateş, yürek yakan bir çığlıkla gökkubbeyi yarıyordu.

Bu, öyle yakıcı, öyle karanlık bir yoldu ki artık, Berzah bu yoldan bir dönüş olmadığını can çekişerek öğreniyordu.

Biliyorum hepinizi şaşkına çeviren bir kesit oldu ama az biraz sabretmenizi ve bölümü beklemenizi rica ediyorum. Şu an "nasıl yaa" dediğinizi duyar gibiyim ama bölüm geldiğinde kafanızda oluşan sorulara birtakım cevaplar alacaksınız. Heyecan zihni dinç tutar. Sizde yeni bölüme kadar biraz zihninizi yorup , dinç kalmasını sağlayın.

En sevgiliye emanetsiniz. ..

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin