Keyifle okuyun. En sevgiliye emanetsiniz...
&
Karan karısının öfkeli sözlerinden sonra sıkıntı ile sıktı burun kemerini. Onu bu işten bir şekilde vazgeçirmeliydi. Çünkü kadınının daha fazla yıpranmasını istemiyordu. Usulca yaklaştı tekrar yanına, yüzünü avuçlarının arasına alıp yumuşacık bir sesle konuşmaya başladı.
" Çok öfkelisin biliyorum ruhum, benim de kanım alev alev kaynıyor sizi buraya yatırdığımdan beri ama, senin bu işten uzak durmanı istiyorum. Yeterince zarar gördün, yeterince yıprandın günlerdir. Bırak bu meseleyi ben halledeyim " Karan ' ın sözleri öfkesini daha çok alazladı genç kadının. Hızla itti kocasının yüzünde duran ellerini ve ondan bir iki adım uzaklaşıp, yüzüne dikti buz gibi soğuk göz bebeklerini.
" Sen ne saçmalıyorsun. O yılanın gözlerinin içine bakıp, kızıma yaptığı şeyin hesabını sormadan nefes alabilir miyim artık. Gideceğim. Gidip o şeytanı bulacağım ve onu doğduğuna pişman edeceğim ve buna sende dahil hiç kimse engel olamayacak " sözleri bittiği an yatağın kenarında asılı duran hırkasını aldı ve çıkışa yöneldi.
Karan daha fazla kendine hakim olamadı ve kolundan tutup onu odanın içine doğru hafifçe itekledi. Neden anlamak istemiyordu. Tek istediği onun daha fazla zarar görmemesiydi. Dilan denen o yılanın ne yapacağı belli olmazdı. Hem onun çöplüğüne girip, öyle elini kolunu sallayarak hesap sorması, karısının zannettiği kadar kolay değildi.
" Hiç bir yere gitmiyorsun" dedi itiraz kabul etmeyen bir ses tonuyla. Berzah öne atılıp iki elini onun geniş göğsüne bastırdı ve onu önünden çekmeye çalıştı.
" Bana engel olamazsın, buna hakkın yok" diye çemkirdi inatla.
Karan gözlerinin içine bakıp " Berzah! beni zorlama, sana hiç bir yere gitmiyorsun dedim" dedi az öncekine nazaran daha katı bir sesle. Berzah kendini geri çekip ondan uzaklaştı ve odanın içinde eline geçen ne varsa yere fırlatıp parçalamaya başladı. Karısını ilk kez böyle gören Karan, şaşkınlıkla olanları izlerken, bu duruma alışkın olan Zişan hanım endişe ve üzüntü ile süzüyordu kızını. Bilirdi onun bu deli hallerini. İstemediği birşeye zorlandığında hep böyle yapardı güzel meleği. Karşısındakinden çıkaramadığı öfkeyi eşyalardan çıkarırdı köşeye sıkıştığı anlarda. Vaktiyle amcasının evlenmesi için baskı yaptığı zamanlarda da bu manzaraya defalarca kez şahit olmuştu yaşlı kadın. Konağa görücü geleceği akşamlar odasında tek bir sağlam eşya kalmayana kadar esip savurur, sonra da oturup içi çıkana kadar ağlardı. Birazdan yine öyle olacaktı adı gibi emindi. Odada kırılacak birşey kalmadığında çocuk gibi bir duvarın kenarına sinip ağlamaya başlayacaktı gözyaşlarına kıyamadığı.
Karan endişeli bakışlarını kayınvalidesine çevirdiğinde, Zişan hanım ona teskin edici bir bakış atıp " bekle" dedi oldukça sakin bir sesle. Karan korku dolu bakışlarla izledi karısının geçirdiği sinir krizini. Onu ilk defa bu derece kendini kaybetmiş halde görüyordu. Kendine zarar vereceği korkusu ile her an ileri atılmaya hazır bir vaziyette, tetikte bekliyordu.
Gürültüyü duyan kat görevlileri odaya girdiğinde onların da bakışlarına hakim olamadıkları bir şaşkınlık çöktü. Oda resmen savaş alanına dönmüştü. Su dolu cam sürahi ve bardaklar yerde paramparça yatıyordu. Yatağın üstündeki nevresim ve yastıklar da çoktan zemindeki yerlerini almıştı. Hatta odanın bir köşesinde karşılıklı duran iki deri sandalye de ters dönmüş bir vaziyette diğerlerinin yanında yatıyordu. Zişan hanım sorun olmadığını açıklayarak geri gönderdiği iki görevlinin ardından, kapıyı usulca kapatıp darmadağın olan odanın içinde gezdirdi bakışlarını. Kızı tam da düşündüğü gibi odada kırılıp dökülecek birşey kalmadığını fark edince bir köşeye çökmüş içli içli ağlıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/182987916-288-k501088.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)
RomanceErkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakıl...