Özel bölüm 3

615 40 5
                                    

1 sene sonra;

Ben.. ben seni çok özlüyorum koca gözüm. Neden kapattın koca gözlerini ? Ben bakmaya doyamadım ki daha ?..

Bi kerecik burada uyusam mı koca gözüm ? Çok özledim dizinde yatmayı, dayanamıyorum artık. Bu acı beni öldürücek. Gördüğün gibi, sandığın kadar güçlü değilim ben diyip mezarın yanına kıvrıldı Mert. Gözündeki yaşların ise haddi hesabı yoktu. Artık eskisi gibi saklamıyordu ağladığını, erkek adam ağlamazmış (!) Ağlar, çokta güzel ağlar. Bunu diyen nefesini kaybetmemiştir.

Seninle anılarımız olan bütün şehirlerden kaçtım koca gözüm, sokağın başını dönsem sen çıkıcakmışsın gibi ! Çok yoruldum, çok. Ne demiştim sana hatırlıyor musun ? Yokluğunla savaştırma beni, kazanamam biliyorsun. Yine kaybettim, bu sefer ki hepsinden farklı ! Bu hayattaki tek kazancım sendin. Ne yapıcağım şimdi ? Beni öylece tek başıma bırakıp gittin.

Özlüyorum koca gözüm, özlüyorum hatta bazen " z " fazla geliyor, ölüyorum. Aniden sinirlenmelerini, şaşırdığın veya naz yaptığın zaman gözlerini koca koca açmanı, heyecanlandığın zaman kolyenle oynamanı, acıktığın zaman yerinde duramamanı, gezmeye gitmek için türlü türlü oyunlar çevirmeni, bir şeye direttiğin zamanki inadını, utanmanı, sıkılmanı, nazını, sinirini her şeyini, her şeyim.. her şeyini.

Tam şurama batıyor işte, acıyor. Acıdıkça eksiliyorum, acıdıkça eskiyorum. Gelmiyorsun veyahut gelemiyorsun, farkındayım.. İlk başlarda çok kızdım sana, nasıl veda etmeden bir anda gidersin diye sonra anladım ki; içinde bulunduğumuz hayat çok hain, acımasız. İstediği gibi oynuyor oyunlarını, bize de piyon olmak düşüyor. Benim merak ettiğim bir şey var; küçücük tohumu toprağa gömersin, bir kaç yıla güzelim meyveler, sebzeler verir de nasıl benim can parçamı vermez bu toprak, vermiyor. Vermiyor işte, oysa sen sevmezdin bu denli uykuyu biliyorum. Elinde olsa gelirsin dimi ? Gelirdin.. Seni çok özlüyorum ama beni affet, sesini ve kokunu unutmaya başlıyorum. Bazen nasıl birine dönüşüyorsam yüzünü anımsamakta zorlanıyorum, sonra koca kara gözlerin yol gösteriyor bana.. Ben halâ özlüyorum, çok özlüyorum. Elbet kavuşacağız, biliyorum. Bak, bugünde güneş battı. Bir gün daha yaklaştık'

Senden önce yaşamıyormuşum ben, seninle yaşamaya başladım. Gölbaşı'nda, o gün seni karşıma çıkaran Allah'a hamd olsun. Sen gittin yarım kaldım. Yaşanılacak çok şey vardı. Araf'ımız büyücekti. İlk anne-baba dedi kavgası yapıcaktık. Sen anne dedi diye direticektin. Okula başlıcaktı, sevdiği kız olucaktı. Sen kıskanıcaktın, çok kıskanç kaynana olurdun sen ya diyip burukça tebessüm etti Mert. Uzun zaman sonra ilk defa gülmeye yeltenmişti. O da geleceğe dair kurduğu hayalleri Sare'sine, mezarına anlatırken.

Olmadı böyle koca gözüm, olmadı.. diyip mezarın yanına kıvrıldı Mert. Ağlamaktan kuruyan gözleri daha fazla dayanamayıp kendini uykuya bırakmıştı.

Deniz'in seslemesiyle kalkan Mert etrafa bakındı. Sanki her şey rüyaymışta uykudan uyanmış gibiydi.

Ne oluyor ?

Uyumuşsun burada kardeşim diyip Mert'in yanına oturdu.

Ta-tamam, be-ben gi-gideyim diyip ayağa kalkmaya çalıştı.

Otur Mert, daha fazla kaçma artık bizden lütfen.

De-Deniz ben sizden değil Sa-Sare'den kaçıyorum ama yine kendimi onun yanı başında buluyorum. Her yerde anısı var dayanamıyorum.

2 Doktor 1 PolisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin