Multimedya.
Lucia, Silence.
*görsel harika*
Merhaba fıstıklarım. Dediğim gibi, bekletmeden geldim. Bu bölümü aşırı duygu yoğunluğuyla yazdım, umarım okurken hissedebilirsiniz.
🌊 (Bölüme girerken emojilerinizi bırakınız."
37. Bölüm: "KATİL."
Yaşamın içinde olmak bazen bir canavarın dişlerinin arasında olmaktan farksızdı.
Acı gözyaşını, gözyaşı hıçkırığı, hıçkırıklar dudaklarımızın titremesini sağlar. Bu yüzden ağlarken parçalanırız, tam kalamayız. Bir araya gelemeyecek kadar parçalandığımızı hissettiğimizde, parçalanan keskin köşelerimiz etrafımızdaki insanlara saplanmaya başlardı. Sizin bedeniniz dağılırken, etrafınızdaki canavarların yaptığı tek şey ise kemiklerinizle kendilerine ziyafet çekmek olur.
Bazen kalbinin parçalarını yapıştırsan bile tamamlanamazsın. Çünkü kalbin parçalanırken, içindekini çıkartmıştır ve sen kalbini tekrar kapatırken, onu dışarıda bırakmışsındır.
Seninle ben zamanın içindeyiz ve bu yüzden birbirimizi görmemiz için yüzümüze bakmamız gerek yok.
Baktığım her yerde gördüğüm şeysin. Seninle biz zamanız ve zaman hep akışta olduğundan, yüzün, dönüp baktığım her yerde, her anımda benimle.
Kalbimin altında yılan gibi kıvrılarak gezinen rahatsız edici bir hisle beraber, koltukta oturuyor ve camdan dışarısını izleyerek kafamın içindeki soru işaretlerinin ağırlığını taşımaya çalışıyordum. Dün geceden sonra iyiden iyiye kendimi kaybetmiş, delirecek vaziyete gelmiştim. Katilini biliyorum demişti bana. Katilini biliyorum.
Dudaklarımın içini sabırsızca kemirerek ellerimi taytımın bilek kısmına geçirdim ve tırnaklarım yardımıyla çekiştirdim. Koltuğun üstünde, kaskatı şekildeydim. Camdan dışarıya bakarken dışarıda oynayan Mercan ara ara bakış açıma giriyor, Korkut Eflâh'ın az ileride yaktığı sigaranın kokusu odanın içinde çoğalıyordu. Sigarayı bu ara çok tüketiyordu. Dertten.
"Neden katilinin kim olduğunu söylemiyorsun!"
Ona gece ki itirafından sonra katili sormuştum ama onun yaptığı tek şey başını göğsüme yaslayarak kaldığı yerden uyumaya devam etmek olmuştu. Sabah kalktığındaysa onu evde bulamamış, daha fazla sinirlenmiştim. Koşmaya gitmişti ve geldiğinde bir duş alıp, şimdi oturduğu koltuğa oturmuş, susmaya başlamıştı. Sükuneti deli ediciydi. "Ablan gibisin," dedim sakinliğimi korumakta zorluk çekerek. "O da büyük ihtimalle biliyor olmasına rağmen katilin kim olduğunu söylemedi! Sen de hatırlamış olmana rağmen söylemiyorsun!"
"Benim yerimde olsaydın sende böylesini yapardın," diye cevapladı beni, sakinlikle.
Hâlâ böyle sakin kalması benim sinirlerimi tetikliyordu. Ona baksam yumuşayacağımı bildiğimden inatla camdan dışarıya bakıyor, alçaktaki bulutları izliyordum. "Çok aptalsın," dedim aniden, dişlerimin arasından. "Başımıza gelen her şeyi bir şekilde anlıyor, hatırlıyor, farkına varıyor ama bunların çok azını benimle paylaşıyorsun! Sana korkarak itiraf ettiğim her şeyi zaten biliyordun. Aysima olduğumu söylediğimde de biliyordun, hamile olduğumu söylediğimde de biliyordun! Neler olacağını da biliyorsun değil mi?"
Sadece, "Evet," dedi.
"Aptal," diye tısladım bir daha, sebepsizce.
"Ağzını bozma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU|
Fantasy"Acıdan geçemeyen kadının, acısı bitemeyen adamla; kırık dökük sevdası." Kendini bilmez bir gecede, ay tamda göğün bağrında uyuklarken başladı her şey. Kader; dizleri yaralı bir kızı, dudakları kan kokulu bir adamın koynuna sardı. Yitirdiği...