"Alev alev yandığım doğru. Küllerimden doğar mıyım sana doğru..."
"Küllerinden doğsan keşke, bana doğru..." kocaman denizin kenarında, ufukta alçalan güneşi izliyorum. Gözlerim açık, göz kapaklarım şiş, yüzüm kızarık; çünkü ağladım. Çok ağlıyorum, hep ağlıyorum. Uzun zaman oldu, çok uzun. Bir acı var, neredeyse vücudumun her yerinde, günün her saati, her saniyesi, her salisesi... Çok acı var. Keşke gelsen. Keşke gelsen. Yutkundum ve köpüren, ılık deniz suyu ayaklarıma çarpıp beyaz elbisemi ıslattığında, o şarkının sözünü tekrar ettim. "Alev alev yandığım doğru, küllerimden doğar mıyım sana doğru..."
Devamını bilmiyordum, geçenlerde radyoda çaldığında duydum bu şarkıyı ve o evden çıkıp koşarak buraya, denize indim ve bir gün boyunca burada durup denizi izledim. Dünyanın neresindeyim bilmiyorum. Herkesten uzağım, sanki kendimden bile. Yaptığım tek şey burada durmak, denizi izlemek. Güneş tenimi öpüyor, bana gülümsüyor ama başımı çevirip ona bakamıyorum bile. Artık uzun olan saçlarım sırtıma doğru uçuşuyor ve parmaklarım yorgunca denize doğru uzanıyor.
Yanan bir denizi tutamazsın, hâlâ mı anlamadın?
Tutamadım.
Bu cümle çok tanıdık. O kadar tanıdık ki sanki biri o an elini uzatıp göğüs kafesimi açıyor ve kalbimi çekip çıkararak bana acı veriyor. Denizi tutamadım, parmaklarıma çarpıp uzaklaştı ve beraberinde üstünde oturduğum kumları sürükledi. Parmaklarım... Yanık lekeleriyle dolu. Elimin içinde, dışında, parmaklarımda, yani bileklerime kadar elimin her yerinde birinci dereceden ağır yanıklar var. Fiziksel acı hissetmiyorum artık. Ruhsal acı o kadar çok var ki, beni öldürüyor. Bazı insanlar ellerimi görünce korkuyor, çocuklar yüz buruşturuyor... Burada tanıdığım sadece üç kişi var, onlar dışında ne ben insanları tanıyorum ne de insanlar beni tanıyor. İnsanlar ellerime iğrenç bir şeymiş gibi baktıklarında onlara kızmıyorum.
Ben bu elleri, birini kurtarırken kaybettim.
Acı olan şu ki o birisini kurtaramadım.
Küle döndü, gözlerimin önündü. Külleri hâlâ benimle, hepsi. Bazen bakıyorum, sıcacıklar sanki, hissediyorum... Kalbi orada, kutunun içinde, küllerinin yanında. Peki ya ruhu?
Peki ya kocacığım, ruhun?
Bazen nefes aldığımda kokunu duyuyormuş gibi oluyorum, buralarda mısın?
Güneş alçaklara doğru süzülürken, saçlarımın arasından ter tanecikleri aktı ve güneş son kez tenime öpücükler kondurarak benimle vedalaştı. Hava az daha kararırken, bacaklarımı kendime çekip çenemi dizime daha sağlam bastırdım. Ah şu deniz... Ah şu deniz... Neler aldı benden. Keşke beni de alsa ya... Alması için çok uğraştım. Yaptım, ona, kocama söz vermiş olmama rağmen ölmek için çabaladım. Üç kere yaptım, üçünde de ölemedim. Ölemiyorum bile. İlk kez denediğimde yaşlı birisi çıkardı beni bu denizden, ikinci kez denediğimde bir kadın... Üçüncü kez denediğimdeyse...
"Aysima?"
Bu adam...
Sadece adını bildiğim bu adam kurtardı.
Zahmet edip yüzümü ona çevirmedim ama denizin kenarından yürüyerek yanıma doğru gelmesini engelleyemedim. Geldi, yanıma oturdu, üzerinde denizin kokusu vardı. Deniz... Kollarımı kendime sardım ve avuç içimdeki yanıklara bakarken, "Hep buradasın," dedi yabancı, düşünceler içerisinde. Sakallarını sıvazladı, genç yüzünü bana çevirmişti. "Hep buradasın Denizci."
Hep buradayım... Çünkü her anımı, onun küllerini yüzümde hissettiğim o anmış gibi yaşıyorum.
🌊
İkinci kitabı yazmak, ilk kitabı yazmaktan daha zor olacak. Şimdi bu kısa alıntıyı yazarken ağlamamdan bile bunu anlayabiliyorum :') Nasılsınız, keyifleriniz nasıl? Dilerim iyisinizdir. Görüşmeyeli uzun zaman oldu ama artık az kaldı. İkinci kitabın genel hatlarını kafamın içinde oluşturdum, sadece kurgunun ince detayları kaldı. Sanırım ikinci kitabın ilk bölümünü Eylül ayı içinde atacağım. Sizden az daha sabır istiyorum. Zaten özlediğimizi bildiğim için alıntı da getirdim :') Bir başka alıntıyı da ilk bölümü yayımlamadan önce instagramda sizinle paylaşacağım zaten. Beklentileriniz neler bilmiyorum ama ben ilk kitaptan daha güzel bir devam kitabı yazmayı istiyorum. Lütfen kendinizi oy ve yorumlarla belli edin de ben de daha heyecanla yazayım<3
Alıntı için ınstagram: emineasr
Kendinize, görüşünceye kadar çok iyi bakın.
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU|
Fantasy"Acıdan geçemeyen kadının, acısı bitemeyen adamla; kırık dökük sevdası." Kendini bilmez bir gecede, ay tamda göğün bağrında uyuklarken başladı her şey. Kader; dizleri yaralı bir kızı, dudakları kan kokulu bir adamın koynuna sardı. Yitirdiği...