Bölüm 42

2.4K 78 7
                                    


Seni sevmekten vazgeçtiğim gün, günlerimin ölümü oldu.

Videodaki şarkı ile okuyabilirsiniz, isteyenler için Youtube arama kısmına ''Yiruma - River Flows In You'' yazabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

Yorum ve beğeni bırakmayı unutmayın! 

Siz hemen okuyun diye ayrıntılı bir şekilde göz atmadan hemen yayınladım, birkaç hata görürseniz ya da olursa olursa mazur görün artık! Çok çok love.^^

Dizimin titremesine engel olamıyordum. Başım öne eğik bir şekilde nefesimi düzene sokmak için büyük bir mücadele veriyordum. İnsanın kendini telkin etmesi çok zordu. Hele ki sonucunu bildiği bir şey hakkında telkin etmesi çok daha zordu. Sakinleşemeyeceğimi biliyordum fakat kendimi buna zorluyordum.

''İyi misin?''

Dizimin titremesine engel olmak için koyduğum elime odaklanmıştım ta ki Barlas'ın beni merak ettiğini haliyle yansıtan ses tonunu duyana kadar.

''Olması gerektiği gibiyim sanırım.''

Barlas'a göz ucuyla baktığımda kafasını 'bir şey olmayacak' dercesine hafifçe salladı ve önüne öndü.

''Nasıl bu kadar soğukkanlı ve umursamaz olabiliyorsun söylesene?''

Gözleri tekrar beni bulduğunda yüzünde beni anlamadığına dair bir ifade vardı.

''Ne demek istiyorsun?''

Oturduğum yerde yavaşça ona yaklaştım ve sesimin oldukça az çıkmasına dikkat ederek, ''Bir kadını öldürdüğünü söyledin, bu olanların sorumlusu sensin. Etrafına bak, bizi ne hale soktuğuna bir bak,'' gözlerimi sinirle gözlerine diktim ve ''Bana bak!''

Barlas hala umursamazca yüzüme bakıyordu.

''Böyle olsun istemedim. Gözünde nasıl bir adam olduğumun bir önemi yok artık.''

Alayla gülümsedim.

''Bir önemi var mıydı ki? Daha önceden var olan bir şey yok olmuş gibi konuşuyorsun. Biliyor musun? Benim seni nasıl gördüğüm senin hiçbir zaman umurunda olmadı. Sana verdiğim değeri bir taşa verseydim o taş dile gelirdi.''

Barlas'ın sinirlendiğini biliyordum. Belli etmemeye çalışıyordu ama ben yüzündeki o umursamaz ifadenin altındaki öfkeyi görebiliyordum.

''Sana değer vermiyorum mu sanıyorsun?'' diye konuştu. ''Elbette sana değer veriyorum Çisil fakat olaylar çözülemeyecek bir hal aldı ve ben bu işten en az zararla çıkalım istiyorum anlıyor musun?''

''Hayır,'' derken öfkeliydim. ''Sen korkak bir adamın tekisin! Bu işten az zararla çıkmamız mümkün mü sence? Artık gözünü aç, sona yaklaştık.''

Barlas, öfkeyle kolumu tutarken bedenim yana doğru savruldu.

''Yeter!''

Sinirle bağırmıştı. Umurumda değildi. Bağırması ya da bana değer vermemesi eskisi kadar canımı yakmıyordu ya da ben kendimi buna şartlandırıyordum, buna inanmak istiyordum.

Öfkeyle birbirimize saatlerce bakabilirdik belki de fakat bakışlarımız odaya giren takım elbiseli adama kayarken Barlas kolumu da yavaşça bıraktı. Elim, kolumu ovuşturmak için giderken canımın yandığını belli etmemeye çalıştım. Kolumda çıkan parmak izlerinin görünmesini istemiyordum.

''Barlas Bey, yukarıda sizi bekliyorlar. Siz Bayan, siz de benimle geleceksiniz.''

Bakışlarım bir anlık korkuyla Barlas'a kayarken az önceki sinirlendiğim adam sanki uçup gitmişti. Her şey bu kadar saçmaydı işte. Sinirlendiğim, beni paramparça eden adamdan gözlerimle beni koruması için yalvarıyordum sanki.

Burun BurunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin