Bölüm 18 - 2.Kısım -

9.1K 435 33
                                    

Merhabalar. İkinci bölüm geldi ve nedense ilk defa içimde bir tereddütle yayınladım bölümü. Nedenini ise gerçekten bilmiyorum ve bu beni üzmedi değil. Bu bölümle birlikte bazı şeyleri de birer birer fark etmiş oldum. Yeni bölüm ne zaman gelir inanın bilmiyorum ama kafam şu sıralar çok karışık ve bunlar da cümlelerime yansıyor. Sizlere daha güzel bir bölüm yazmayı isterdim ama fakat affınıza sığınarak söylüyorum ki sanırım bir süre kurgu üzerinde sıkıca çalışmam gerekecek. Kafamdakileri bir bir sizlere aktaracağım ve soru işaretlerinizi bir bir yok edeceğim ama öncelikle dediğim gibi şu sınav dönemini bir atlatmak istiyorum. Bu süreçte yanımda olanlara teşekkür ediyorum ve yorum bırakanlara kocaman kocaman sarılıyorum. Bir süreliğine gidiyorum ve dönüşümde çok güzel bölümler ile geleceğim. Yorumlarınızı canı gönülden bekliyor, şimdiden teşekkür ediyorum. Kendinize iyi bakın.

Bu bölümü bıraktığı her yorumla beni mutlu eden (@HazerHantal) ' a ithaf ediyorum. Güzel yorumların için kocaman kocaman teşekkürler.

Son olarak bölümde yazım hataları olabilir inanın dikkat etmeye çalışıyorum ama göremediklerim oluyor. Onlar içinde kusura bakmayın. İyi okumalar.



''Menderes benim eski sevgilim...''

Çınar'ın gözleri söylediğim cümle ile büyüdü, büyüdü ve büyüdü... Burcu ise, ''Ne? Ne dedin sen?!'' diye bağırıp ayağa kalktı.

Çınar'da ayaklanınca bıkkınlıkla nefesimi dışarıya üfledim. Gözlerimi devirip kalktığım yere geri oturdum. ''Menderes benim psikopat aşığım. Bana kafayı takmış durumda. Anlayacağınız benim onun eski sevgilisi olduğumu düşünüyor. Aramızda bir şeyler geçmiş gibi kafasında uydurup onlara inanıyor. En mide bulandırıcı şey ise beni sevdiğini söylüyor. Ama asıl şu ki ne beni sevdiği gerçek ne de onunla geçmişte kalan bir ilişkim olduğu.''

Çınar bir şeyler düşünüyormuş gibi sesler çıkarıyordu. Ardından birkaç saniye bana odaklanıp yerinden hareketlendi.

''Peki, ne yapmayı düşünüyorsun? Ya o herif sana zarar verirse? Bence polise gitmeliyiz.''

Burcu'da Çınar'ın yanına geçip oturdu. Yan bakışlarını Çınar'a atarken Çınar'ın dikkatini çekmiş olacak ki Burcu'ya döndü.

''Bir şey mi oldu?'' diye sordu Çınar, Burcu'ya.

Burcu ise bir şey olmamış gibi kafasını salladı ve ardından, ''Bize biraz izin verir misin?'' diye sordu.

Çınar, anlayışla başını sallayarak ayağa kalktı. Mutfağa doğru giderken, ''beni özleyin,'' demeyi de ihmal etmedi. Çınar, gözden kaybolduktan sonra Burcu ellerimi ellerinin arasına aldı ve güven duygusunu en içten bir şekilde bana hissettirerek dudaklarını araladı.

''Bak Çisil, artık senin için cidden endişeleniyorum. Lütfen, senden rica ediyorum benden sakladığın ne varsa bana şimdi anlatır mısın? Bizim dostluğumuz sadece iki tebessümü yan yana getirdiğimiz zaman mı yaşam buluyor?''

Burcu'nun her bir cümlesi, kalbime birer birer saplanırken konuşmaya devam etti. ''Yaşadığın şeylerin üstesinden tek başına gelmeye çalışıyorsun. Bunu anlıyorum çünkü seni tanıyorum. Ama bu sana zarar veriyor, anlamıyor musun?''

Nefes almak git gide zorlaşıyordu. Burcu'nun dudaklarından çıkan her kelime birer birer cümle olmak için yuvarlanırken kalbimi de ellerine alıp paramparça etmeyi de unutmuyordu.

''Yoruldum,'' dedim. ''Çok yoruldum Burcu. Bir şeyleri dengede tutmaya çalışmaktan ve her seferinde o dengeyi sağlamaya çalışırken düşüp dizlerimi kanatmaktan yoruldum. En kötüsü de ne biliyor musun?'' diye sordum. Kalkıp yanıma oturdu ve beni kendine çekip; kafamı göğsüne yasladı. ''Ne?'' diye sorunca, ''Kanayan dizlerime üzülen, üzülmeyi geçtim beni düştüğüm yerden kaldıran bir ailem olmayışı.''

Burun BurunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin