Gelecek Bölümden Kesit (Eklendi)

5.4K 122 20
                                    

Merhabalar, nasılsınız umarım benden iyisinizdir? Hepinizi özlediğimi söylemeliyim. İnanın bana bu kesiti yazmak bile zor oldu. Bilgisayarım bozuldu. Evet, bunu da söylemeden edemedim. Bu yüzden size bir kesit yazdım; tabii ki telefondan. Asıl telefonumun da hala serviste olması ve bunun üzerine bozulan bilgisayarımla çok acınası bir durumdayım gerçekten.
Konumuza gelecek olursak sizlerinde yeni bölümü merak ettiğinizi düşünüyorum ama sabredin çok az kaldı. Bakalım bu kesit ile düşünceleriniz de neler değişecek ve neler hissedeceksiniz? Görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın. Çok güzel bir şekilde döneceğim ve benim küçük balıklarım, birlikte çok güzel sularda yüzeceğiz. Kendinize iyi bakın. Sorularınız varsa da yorum olarak ya da mesaj olarak sorabilirsiniz. Gördüğüm ve siteye girebildiğim kadarıyla ilgileneceğim. Keyifli okumalar.

Gözlerimi sıkıca yumdum ve titremesine bir türlü engel olamadığım elimle kapıyı açıp içeri girdim.
İçerisi oldukça karanlık ve duman altındaydı. Etraftaki dört duvarı saran dumanlar gözlerimi yakıyor, boğazımda acı bir tat oluşturuyordu ama bu içimdeki tarifsiz o kötü hissin sebebi değildi. İçimde kötü bir his vardı çünkü sırtı bana dönük bu adam hiç konuşmadan perdesini araladığı pencereden öylece dışarı izliyordu. Sessizliği, bu odadaki en sağır edici gürültüydü.
Bir süre öylece dursada ardından elini yavaşça perdeden çekip giydiği takım elbisenin cebine koydu. Gözlerim hala büyük bir elmas görmüş gibi sonuna kadar açılmış onu takip ediyordu.
Yaptığım şey ne kadar doğruydu bilmiyorum ama aldığım bu karardan pişman olmamak adına içimden dualar ediyordum.
Küçük balık çok büyük oynuyordu. Hem de çok ama çok büyük...

Kafası yavaşça bana doğru dönerken dudağına sıkıştırdığı sigara gözüme takıldı.
Benim gözlerim hala sigarasının üzerindeyken yavaşça koltuğuna oturdu.
O sakalları, ahenkle dans ediyormuş gibi görünen saçları dikkat çekilmeyecek gibi değildi.
Kapının dibindeyken gözlerim hala onun bir şey demesini bekliyormuş gibi onun üzerindeydi.
Pis bir şekilde tebessüm ederken bu odaya girdiğimden beri ilk kez bir korku yeşerdi bedenimde.
Belki de şimdi başlıyorduk... Oyuna ilk adımı şimdi atıyorduk.

Dudağındaki sigarayı alıp kültablasına bastırırken içine çektiği son sigara dumanını yavaşça dışarı üfledi. Yukarı doğru süzülen o gri dumanın arasından parlayan gözleri benim daha da korkmama sebep oluyordu.
Gözlerim kaçacak yer ararken en son oynadığım ellerimde kalmaya karar kılmıştı. Kafamı öne eğmiş ellerime bakıyordum. Bunu sonsuza kadar bu odada gerçekleştiredebilirdim ta ki o konuşana kadar.

Gözlerim, söylediği şeyle büyürken dudağımdan, "Ne?" diye bir soru çıkmıştı.
Yanlış duymuyordum değil mi? Benden böyle bir şeyi isteyemezdi. Yapamazdı?
Nefes alışverişim git gide vücudumu rahatsız edecek yöne saptığında ona doğru zorlukla iki adım atabildim.
İnanmak istemiyordum. İnanasım dahi gelmiyordu söylediği bu şeye.
Şaşkınlıktan aralanmış dudağımı zorla ıslatıp konuşmaya çalıştım. Her ne kadar başlarda kekelesemde sorabilmiştim.
Ona benimle dalga mı geçiyorsun diye sorabilmiştim.
Ama o sadece büyük bir kahkaha atıp ayağa kalktığı gibi iki adımda yanıma gelmişti. Bir eliyle çenemi tutup yüzümü gözlerine doğru kaldırırken diğer yandan sıcak nefesini hissedebileceğim derecede bana yaklaşmıştı.
Duymak istemediğim o şeyi, yanlış duymayı umduğum o cümleyi anlamam için eğlenerek tekrar etmişti.

"Onu öldüreceksin, Çisil," demişti.
Bu adam bana tüm iğrençliğini bir kez daha göstermişti.

İşte o an benim için sanki gökyüzü birden ağlamaya başlamıştı. Şayet bu adamı gökyüzü bile sevemezdi...

Burun BurunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin