'Atlas'

10.5K 615 80
                                    

Dünya'nın yanımıza gelmesiyle beraber herkes ayaklanmış onunla tanışmak için sıraya girmişti. Bizimkiler ise benim ardımdan sarmıştı hepimizi. Dünya minik elleriyle hepimizin suratını okşarken dolu dolu gözleriyle de bakıyordu bir yandan.

"Hoş geldin kızım." Annem hafif çatallaşan sesiyle konuştu.

"Hoş buldum anne." Dünya'nın anne diye hitap ettiği genelde bendim ama bu sefer anne diye anneme seslenmişti. Yıllardır bizden duyduğu bu kelime şimdi Dünya tarafından söylenince onu epey duygulandırmıştı. Bir anda arkasını dönüp babama sarıldı. Dünya bu hareketi biraz yanlış anlamış olmalı ki Temmuz abime dönüp konuşmaya başladı.

"Anne dedim diye mi kızdı abi?" Dünya'nın sorusundan sonra Temmuz abim onu kucağına aldı.

"Olur mu hiç öyle şey dünyalar güzelim. Sen anne dedin diye duygulandı biraz." Temmuz abim Dünya'ya durumu açıklarken Dünya hayran hayran abimin yüzünü okşuyordu.

"Ama söyle ağlamasın. Üzülür benim kalpçiğim ağlarsa."

"Annemize bunu sen demek ister misin?"

Dünya bu sefer Temmuz abimin kucağından annemlerin yanına gitti. Babam onları fark eder etmez hemen Dünya'yı kucağına aldı.

"Nasılsın meleğim?"

"İyiyim ben baba ama annem neden ağlıyor?"

"Sen geldin ya biz çok mutlu olduk kızım. Ondan sevindi annen." Babamın açıklamalarından sonra annem Dünya'ya sarılıp bol bol öptü.

Dünya biz tarafından uzunca bir süre sevildikten sonra sıra mahalleliye gelmişti. İlk başta Sami amca gelip tanıştı Dünya ile.

"Marilerim bir idi iki oldu. Bak şimdi marim canın ne zaman pasta veya poğaça isterse benim yanıma geliyorsun. Anlaştık mı?" Dünya, Sami amcanın kullandığı kelimeleri pek anlayamamış olacak ki Haziran abime dönüp konuştu.

"Mari ne demek abi?"

"Kızım demek abiciğim." Dünya anlamış gibi yapıp Sami amcayla konuşmaya devam etti. Ondan sonra ise sıraya Remzi amca girmişti.

"Bende bakkal Remzi amcan oluyorum küçük hanım. Ne zaman bir şey istiyorsan gelip benden alıyorsun. Hem aramızda kalsın senden para da almam." Remzi amcanın vaatleri Dünya'yı oldukça sevindirmiş olmalı ki kendi çapında ufak bir dans etmişti.

Tanışma faslı devam ederken nihayet herkes Dünya ile tanışmıştı.

"E hadi artık ahali. Sofalara geçip yemeğimizi yiyelim." Dedemin konuşmasından sonra herkes sokak boyunca kurulmuş yemeye başlamıştı. Bizim çocuklar ve aileleri bizim tarafımızdaydı. Dünya ise annem ile babamın ortasına oturmuş biraz meraklı birada çekingen tavırlarla etrafı süzüyordu.

"Ali'm fakire fukaraya dağıttınız mı eti?"

"Kasap Bahtiyar hallediyor o işi Sultanım."

Bu konuşmalar sofrada ki son konuşmalar olmuştu. Herkes güzelce yemeğini yemişti. Şimdi ise büyükler kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Etrafıma baktığım zaman büyük bir nimete sahip olduğumu fark ettim. Mahalle arasında büyük bir aileye sahiptik. Hepimiz bir sofraya oturacak kadar aileydik. Dostluk, komşuluk hep bakiydi.

Sami amca bir anda ayağa kalkıp çırağı Hüsamettin'e seslendi.

"Kızanım koş git tatlıları getir. Ağzımız tatlansın."

"Tamam usta." Hüso pastaneye koşup giderken bu sefer Remzi amca Selime seslendi.

"Selim sende koş git ayırdığım kuruyemişleri getir. Çocuklar içinde çikolata getirmeyi unutma." Selim de bir anda kalkıp bakkala doğru koştu.

MAHALLE ARASINDA (Tamamlandı) #wattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin