Sürekli gözüme doğrultulan bir ışık kendime gelmemi sağlamıştı. Uyumanın ağrılarımı dindireceğini düşünsem de bir faydası olmamıştı. Kollarım, bacaklarım hala ateş gibi yanarken başım feci halde zonkluyordu. Gözlerim yavaşça açılırken başımın ağrısıyla elimi başıma götürdüm.
''Çiçek, nasılsın?'' Odanın içinden aniden gelen bir sesle irkildim.
''Korkma kızım benim Murat Amcan. Nasıl hissediyorsun kendini?'' Murat Amca yanıma doğru gelirken öylece ona bakmaya devam ettim. Konuşmak, cevap vermek istiyordum ama bir türlü kelimeler ağzımdan çıkmıyordu.
"Konuşmak için zorlama kendini. Sana durumunu hemen anlatayım daha sonra aileni buraya alacağım güzelim tamam mı?" Murat Amcaya kafa sallamakla yetindim.
"Seninle açık konuşacağım. Kollarında ve bacaklarında sürtünmeye bağlı yaralanmalar var. Bir süre ayağa kalkmaman senin için iyi olacak. Son olarak biliyorsun ki başını ciddi bir şekilde kaldırıma çarptın. Herhangi ciddi bir durum yok ama her ihtimale karşı 24 saat uyumaman gerekiyor. Senden tek isteğim bu süreçte başın ağrırsa veya miden bulanırsa hemen birilerine haber vermen. Anlaştık mı güzel kızım?" Yeniden kafamı sallayınca Murat Amca saçımdan öptü.
"Çok korkuttun bizi çok." Diyerek odanın çıkışına doğru ilerledi. Gözlerim yeniden yavaş yavaş kapanırken birinin bağırmasıyla yerimden hopladım.
''Hop! Uyumuyorsun, sakın!'' Başımda bekleyen genç doktora göz devirip gözlerimi cama doğru diktim. Murat Amca hala kapının önünde bizimkilerle konuşuyordu. Bir süre sonra sesler kesilince birden odam insan oldu. Annem direkt gelip beni bağrına basında gözyaşlarım teker teker akıyordu. Halimi gören babam ellerimi avucuna alıp öpüp kokluyordu, yine. Abimler öylece karşımda dururken gözüm kapının olduğu tarafa doğru çevrildi. Hande, Selçuk abiye sarılmış ağlarken Bulut öylece duvara bakıyordu.
''İyi misin güzel kızım?'' Babamın sorusuna kafa salladım.
''Karnın acıktı mı annem hemen bir şeyler alalım?'' Annem gözünde ki yaşı kurumadan yine beni düşünmeye başlamıştı. Kafamı sağa sola sallayıp onu reddedince ayağa kalktı. Abimler yanıma gelince ikisi de yanaklarımdan öptü.
''Niye konuşmuyorsun Çiçeğim? Biz sana yetişemedik diye küstün mü?'' Haziran abimin sesi titrerken Temmuz abim kafasını başka bir yöne çevirip gözyaşlarını sildi. Odanın içinde bir hıçkırık sesi yankılanırken odak noktam Hande oldu. Göz göze geldiğimizde ise koşarak bana sarıldı. Ona sarılmayı çok istesem de kollarım o kadar çok güçsüz düşmüştü ki kıpırdatamıyordum.
''Neden bırakmadın o çantayı? Senden daha mı önemliydi sanki Çiçek?'' Diyecek bir şeyim yoktu. O an bırakmak istememiştim ve bırakmamıştım da. Herkes odanın bir köşesinde dururken Murat Amca tekrar odaya geldi.
''Nasılsın güzelim?'' Diyerek kolumda ki serumu kontrol etti.
''Murat Amca neden konuşmuyor?'' Temmuz abim konuşmaya başlarken herkes ona doğru döndü.
''Yaşadıkları kolay değil, fazla korkmuş. Korkusunu yendiği an konuşacağına eminim.'' Babam, Murat Amcanın konuşmasından ona kısa süreliğine sarıldı.
"Murat Amca ne zaman eve gidebiliriz?" Haziran abimin sorusundan sonra gözler ona döndü.
"Isterseniz evinize gidebilirsiniz ama bana kalırsa bu gece burada kalın. Şu anlık bir sorun yok ama ilerleyen saatlerde ne olacağını bilemeyiz. Önümüzde ki 24 saat çok önemli. Yine de karar sizin." Murat Amcanın konuşmasından sonra annem ve babam kısa bir süreliğine göz göze geldi. Zannımca bir karar vermeye çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA (Tamamlandı) #wattys2021
Teen FictionKadifekale ve Limontepe mahallesine hoşgeldiniz! 💐 Unutmayın burada her şey 'Mahalle Arasında.' 💙