Bulut ve çocuklarla beraber eve geçip misafirlerle ilgilendik. Bulut'un anne ve babası oldukça tatlı insanlardı. Bizimkilerle de iyi anlaşmışlardı. Onlar balkonda otururken Ali'ye olan sinirimden dolayı daha fazla orada duramadan odama geçtim. Bulut'ta benim ardımdan Atlas'ı Dünya'nın odasına bırakıp yanıma geldi.
''Ne yapmayı düşünüyorsun?'' Aklımda bir fikir vardı elbette. Onu yapmak için telefonumu elime alıp amcamı aradım ama telefonu kapalıydı.
''Amcama söyleyeceğim. O halleder bir şekilde hiç olmadı abimleri salarım üstüne.''
''Kimin üstüne salıyorsun bizi Çiçeğim, hayırdır?'' Haziran abim ve Temmuz abim odama gelmişlerdi.
''Bulut sen olanları anlat ben teyzemi arayacağım.'' Bulut abimlere olanları anlatırken bende teyzemi aradım sonunda açılmıştı telefon.
''Lülü, amcam yanında mı?''
''Evet, teyzeciğim burada. Hayırdır bir şey mi oldu?'' Teyzemin sesi telaşlı gelmişti.
''Oldu teyze oldu, sen bana amcamı bir ver o sana anlatır.'' O sırada amcamın sesini duydum.
''Efendim Çiçeğim n'oldu?''
''Amca şu Ali'yle konuş elimde kalacak yoksa. Bugün boyundan büyük işler yaptı. Bak ona söyle aklını başına alsın Selçuk abi olanları duyarsa onun kafasını kırar kimsede alamaz elinden.''
''Korkutma beni adam akıllı anlat meseleyi.''
''...'' Amcama meseleyi uzun uzun anlattım o telefonda delirirken abimlerde burada deliriyordu.
''Haziran ve Temmuzu buraya gönder Çiçek.'' Diyerek telefonu suratıma kapattı.
''Abi, amcam sizi yanına çağırıyor.'' Abimler kafalarını sallayıp odadan çıktılar. Bulut hala öylece duruyordu.
''Bok gibiyim.'' Diyerek kendime yatağa attım.
''Hep güzelsin.'' Bulut'un sözlerinden sonra yüzüm birazda olsa gülmüştü. Bir anda kapı çalınca içeriye Atlas ve Dünya girdi.
''Çiçeğim abla yemek yiyecekmişiz hadi gelin.'' Atlas hızlı hızlı konuşup Dünya'yı kolundan çekip içeri götürdü. Bizde ayaklanıp kapıya doğru yürürken Bulut'a dönmeden konuştum.
''Senin kardeşin, benim kardeşime mi yürüyor acaba?''
''Abisine çekmişse demek ki.'' Kısık sesle gülüp omzuna acıtmadan vurdum. Salona vardığımızda annem, babam ve Bulut'un ailesi sofrayı hazırlıyorlardı el birliği ile.
''Annecim nerede kaldınız, hadi geçin oturun siz. Bizde hemen geliyoruz.''
''Yok, Sultan teyze size yardım edelim sonra beraber yeriz.'' Bulut'un cevabından sonra annem gülümseyip onu onayladı.
Sonunda sofra hazırlanmış herkes oturmuştu. Keyifle yemekler yenmiş çaylar hazırlanmıştı. Şimdi de salonda oturuyorduk. Bir süre sonra Dünya yanıma geldi.
''Abla bacağım acıyor.'' Dünya'nın gözleri dolmuş öylece bana bakıyordu. İlk olarak babamın dikkatini çekti.
''Dünya güzelim n'oldu bacağına senin? Neden acıyor bacağın?'' Babam kalkıp Dünya'nın yanına gelip onu kucağına aldı.
''Bugün parkta düştü baba, Bulut batikon falan sürdü.'' Bacağına baktığımızda birazcık kanıyordu.
''Neyse ki doktor ayağınıza geldi Dünya Hanım. Hemen iyileştirelim seni olur mu?'' Bulut'un babası da Dünya'nın yanına gelmişti. Annemde o sırada telaşlı telaşlı ilkyardım çantasında ki ilaçları getiriyordu. Murat amca pamuğa biraz batikon döküp yaraya doğru sürdü. Atlas yine üfleme görevini üstlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA (Tamamlandı) #wattys2021
Novela JuvenilKadifekale ve Limontepe mahallesine hoşgeldiniz! 💐 Unutmayın burada her şey 'Mahalle Arasında.' 💙