Sabaha kadar heyecandan uyuyamadığım için gözlerim kan çanağına dönmüştü. Güneş ortaya çıktığı andan sonra vakit geçmek bilmediği için kendime evin içerisinde uğraşacak pek çok şey bulmuştum ama hiçbiri işe yaramamıştı. En iyisi kahvaltıyı hazırlamak deyip kendimi mutfağa attım.
Çayı koy, yumurtayı hazırla derken çoğu işim bitmişti bile. Bizimkilerin uyanmasına az bir zaman kaldığı için hemen hırkamı üstüme alıp evden çıktım. Hızlı adımlarla Sami Amcanın pastanesine gidip sıcak ekmek ve simit aldım. Mahalleli çoktan güne başlamış, esnaflar dükkanlarını açmıştı. Hepsiyle selamlaştıktan sonra yine hızlı adımlarla eve gittim.
Evin kapısını açtığım zaman salondan abimlerin sesini duyunca yanlarına gittim.
"Günaydın en sevdiğim abim ve onun ikizi." Temmuz abim söylediklerime kahkaha atarken Haziran abim bozulmuştu.
"Kalbimi kırdın ama."
"Sende dün benim kalbimi kırdın. Bak ödeşmiş olduk." Biz abimlerle kendi aramızda konuşurken annemler de kalkmıştı. Babam, Dünya'yı kucağına almış yanımıza gelirken annem doğruca mutfağa geçmişti.
"Kahvaltıyı kim hazırladı?"
"Ben hazırladım annem." Babam yanıma gelip yanağımı öptü.
"Ellerine sağlık anneciğim, hadi gelin çay soğumadan başlayalım." Annemin seslenmesiyle birlikte hepimiz mutfağa geçip kahvaltıya başladık.
...
Kahvaltımı yaptıktan sonra hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Mahallede yürürken karşımda Bulut'u görünce yüzümde ister istemez bir gülümse olmuştu. Hızlı adımlarla yanına gidip sarıldım hemen.
''Günaydın Çiçeğim.''
''Günaydın böceğim.'' Bulut şaşkınca bana bakıp kahkaha atı. Onun bu hallerine bakarken elimi tuttu. Beraber okul yolunda yürürken bizimkileri de görmüştük. Hepimiz yeniden bir araya gelip konuşa konuşa okula gittik.
''Konser bugün, unutmadınız değil mi?''
''Hayır tabii Çiçeeem, unutur muyuz hiç.''
Bizimkilerle aramızda konuşmaya devam ederken hocanın gelmesiyle hepimiz susmuştuk. Hocanın derste anlattıklarını dinleyip yer yer not alırken bir anda dikkatim gözümün önüne düşen saçımla dağılmıştı. Saçımı toplamak için ceplerimde toka ararken yanımda oturan Bulut'un hareketlenmesiyle ona doğru döndüm. Sol eliyle saçlarımı toplayıp, sağ bileğinden çıkarttığı tokayla bağlamıştı. Onun bu hallerine gülümserken öpücük atıp yeniden derse döndüm.
Birinci, ikinci derken bütün dersleri bitirmiştik sonunda. Okul dağılır dağılmaz herkes evlerine gitmişti. Eve varır varmaz yaptığım ilk şey duş almak oldu. Kıyafetlerimi zaten geceden ayarlamıştım. Geriye sadece giymesi ve saçımı yapması kalmıştı.
''Çiçek, kıyafetini ütüledim haberin olsun.''
''Tamam anne, teşekkürler.'' Odanın içinde saç kurutma makinesini bulduktan sonra saçlarımı kurutmaya başladım. Saçlarım uzun ve gür olduğu için kurutması zor olsa da nihayetinde başarmıştım. Masamın üzerinden bana göz kırpan düzleştiricime baktım bir süre. Becerebilir miydim bilmiyorum ama bu akşam biraz süslenmek istiyordum açıkçası. En sonunda bu süslenme işini beceremeyeceğimi anlayıp hemen Hande'yi arayıp bize gelmesini söyledim. Onu beklerken de gözüme kestirdiğim ojelerimi sürmeye başladım.
Çok geçmeden zil sesi duyulmuştu zaten. Annem kapıyı açmaya giderken bende ojelerim hızlı kurusun diye tırnaklarımı üflemeye başladım. Odamın kapısı birden açılınca hemen ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA (Tamamlandı) #wattys2021
JugendliteraturKadifekale ve Limontepe mahallesine hoşgeldiniz! 💐 Unutmayın burada her şey 'Mahalle Arasında.' 💙