Hepimiz kafede otururken Esra ve Fatih arasında gerilimi sessizce seyrediyorduk.
''Hadi bakalım şimdi derdinizi anlatın ve bir çözüm bulun.'' Kimsede ses çıkmayınca konuyu açan o şanslı (!) kişi olmayı tercih ettim.
''Benim konuşacak hiçbir şeyim yok. Ben söyleyeceğim her şeyi söyledim." Esra'nın inadı katır inadı gibiydi.
"Portakalım yapma böyle. Konuşmazsak ne olacak sanıyorsun? Bak Bulut ve bana ilk zamanlar ne haldeydik sen biliyorsun. Ama bir de şimdiki halimize bak. Biz konuşarak bu zamana kadar geldik. Sende konuş. Gerekirse bütün nefretini kus ama yinede konuş."
"Çiçeğim haklı. Hem Esra sen hani Fatih'ten hoşlanmıyordun?" Merve'nin büyük gafı sonrası Fatih birden Esra'ya döndü.
"Öyle mi Esra hanım?"
"İlk zamanlar öyleydi." Esra'nın kısa ama tedirgin verdiği cevap Fatih'i pek tatmin etmiş gibi değildi.
"Peki ya şimdi?"
"Ya sen şaka mısın çocuk? Hoşlanmasam niye bir taraflarımı yırtayım? Umurumda olmaz der geçerim." Fatih bu cevaptan sonra gülümsemeye başladı.
Gözüm bir anda Fatih'e döndüğünde fazla rahat olduğu dikkatimi çekti. Ya Esra'yı kaybetme ihtimali hiç umurunda değildi ya da bu işte bir şey vardı. Ki ilk seçeneği direkt eliyorum. Fatih insanları üzmeyi seven bir insan değildi.
"Beni seviyorsun yani?" Fatih'in sorusundan sonra Esra elleriyle oynamaya başladı.
"He." Kısık sesle verdiği cevap sonrasında Fatih yerinden kalkıp Esra'nın yanına doğru geçti.
"N'oluyor lan?" Esra'nın tepkisinde Fatih büyük bir kahkaha attı.
"Seni tanıştırmak istediğim biri var ama lütfen pençelerini hemen kullanma olur mu?" Esra ne olduğunu anlayamadan birden Fatih tarafından sandalyesinden kaldırıldı.
"Fatih ben senin kafana çok mu vurdum?" Fatih ona cevap vermeden elinden tutup arkasını dönmesini sağladı.
Bizde meraktan kapının oraya baktığımızda sabah gördüğümüz kızı gördük. Belliydi bu işin içinden bir şey çıkacağı ama umarım sonu kötü biterdi.
"Kız senin ne işin var burada?" Esra'nın sorusundan sonra kız kahkaha atarak masamıza doğru gelmeye başladı. Garibim kıyamete doğru geldiğini bilmiyordu. Yazık.
"Saçların dediği kadar güzelmiş." Adını ve kim olduğunu bilmediğimiz kızın konuşmasından sonra Esra refleksle saçlarını savurdu.
"Fatih bu kız kim açıklayacak mısın?"
"Bu gördüğün kız benim kuzenim Narin." Esra anladığına dair sesler çıkarttıktan sonra yeniden konuştu.
"Fatih?"
"Efendim mandalinam?"
"Şimdi çıkartayım mı?"
"Neyi kız?"
"Hani pençelerini hemen çıkartma dedin ya şimdi çıkartayım mı?" Geliyordu gelmekte olan.
"Yani hayatım bence hiç gerek yok böyle -"
"Narinciğim özür dilerim ama az biraz döveceğim ben galiba seni." Her şey bir anda gerçekleşmişti. Esra bir anda Narin'in üzerine atlamıştı. Fatih onu yakalamak isterken dengesini kaybetmişti. Bir şeye tutunup dengesini sağlamak isterken de hedefi Anıl'ın sandalyesi olmuştu ama o durumu daha da kötüleştirmişti. Anıl sandalyesiyle birlikte yere düşerken masayı da beraberinde götürmüştü. Kısacası domino taşları gibi sırayla devrilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA (Tamamlandı) #wattys2021
Teen FictionKadifekale ve Limontepe mahallesine hoşgeldiniz! 💐 Unutmayın burada her şey 'Mahalle Arasında.' 💙