19. BÖLÜM

9.9K 233 76
                                    

Mirza'nın ağzından:

Elimde ne varsa ne yoksa kaybettim. Sanki hayata karşı kumar oynamıştım ve kaybetmiştim. Sırasıyla elimden alındı her şey. İlk Şirin, sonra Asmin ve sırada da doğacak oğlumdu.

Teker teker kayboldular. Sırada ne vardı. Ailem miydi yoksa ben miydim?

Ben ne hatalar yapmıştım da bunlar başıma gelmişti.

Şimdi ne olucaktı. Oğlum yoktu neden çocuğum olmuyordu neden? Şirin'in çocuğu olmuyordu, Asmin'in olmuştu ama Allah nasip etmemişti neden ki? Neden etmemişti.

- Oğlum.

- Susun. Yasınızı bağırarak ağlayarak değil susarak ağlayıp tutacaksınız.

Orada daha fazla duramadım. Gittim yol nereye götürürse gittim. En son araba durduğun da nehir kenarına geldim.

Nehir kenarına indim. Ağlaya ağlaya durdum. Koskoca Mirza Ağa ağlıyordu. İşte ağlıyordu. İstediklerini elde etmişlerdi. İyi niyetimi suistimal etmişlerdi.

Artık bu hayata karşı iyi olunmayacaktı. İyi olduğumuzda bunlar başımıza geldiyse artık kötü olmak vaktiydi.

Ben bu acıyla nasıl yaşayacaktım artık. Bir yandan Şirin alındı, bir yandan Asmin alındı elimden. Elimde hiç bir şey kalmamıştı.

Evet Asmin'i sevmesem bile o bugünlere iyi dayanmıştı. Bir isteğimi iki etmemişti ama kötü olmak zorunda kaldım.

Artık bu hayat çekilmezdi. Veda etmek gerekirdi. Bende yapacaktım bunu seve seve yapacaktım. Arabaya ilerleyip torpido'dan silahımı aldım ve tekrardan nehir'in kenarına gittim. Başıma silahı dayamıştım ki. Omuzum da bir el elindeki silahı aldı.

Döndüğüm de Hazardı. En yakınım Hazar'dı. Sinirlendim neden beni kurtarmıştı.

- Neden kurtardın beni Hazar? Bu hayatta yaşamayı istemiyorum ve haketmiyorum.

- Şişşş Mirza. Ne demek bunlar. Pes etmek sana yakışır mı? Demek ben olmasam kafana sıkacaktım.

- Sıkacaktım ben pisliğin tekiyim. Ne gereğim kaldı artık. İrtibatım, Şanım mı kaldı artık?

- Herkes cenaze'yi bekliyorlar sen burada 2. Cenazeye mi hazırlanıyordun.

- Evet! Bıktım artık. Her şey elimden alındı. Küçük bir çocuğun oyuncağı alınmış gibi hissediyorum. Vur beni de bitsin artık!

- Mirza senin daha yaşayacakların çok. Tamam bugünler çok zor atlatacaksın biliyorum ama sabredeceksin.

- Ne sabretmesi Hazar. Hayatımdan herkes çıktı kimisi giderek kimisi ölerek çıktı. Hangisine yanayım?

- Haklısın. Hadi gel cenazeyi kaldıralım. Asmin için değil belki ama oğlun için gel.

- Daha doğmadan kara toprak oldu oğlum. Allah nasip etmedi...

Arabaya binip cenazeye gittik. Cenazeler yıkanmış. Abdesttimizi alıp cenaze namazını kıldık.

Hoca karşımıza geçip:

- Hakkınızı helal ediyor musunuz?

- Ediyoruz.

- Hakkınızı helal ediyor musunuz?

- Ediyoruz.

- Hakkınızı helal ediyor musunuz?

- Ediyoruz.

Dedik. Sonra da cenaze defnedilmek için de defnedilecek yere gittik. Asmin'in babası, annesi yıkılmışlardı yere. Abisi de yoktu. Ortalıktan kaybolmuştu. Kardeşinin cenazesinde bile yoktu.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin