13. BÖLÜM

13.1K 331 106
                                        

Şirin'in ağzından:

En son bağırışlar duymuştum. Şimdi gözümü açtığımda hastane kokusuyla karşılaştım. Etrafima baktığımda babam ve annem yandaki koltuklara oturmuşlar. Ben ayaklanmaya çalıştım ama kalkamadım. Annem hemen ayaklandı sonra babam.

Annem:
- Uyandın mı kızım?

- Neyim var?

Tam annem açıklayacakken doktorun girmesiyle sözleri içinde kaldı.

Doktor:
- Uyanmışsınız Şirin Hanım. İlk size söylemek istiyorum. Siz eğer onaylarsanız aileniz de bilir. Sizleri 2 dakika dışarı alabilir miyim?

Annem ve babam itiraz etmeden kapının önüne çıktılar. Neyim olduğunu çok merak ediyordum.

Doktor:
- Neyinizin olduğunu soracaksınız siz sormadan söyleyeyim. Öncelikle 3 aylık hamilesiniz.

Ben:
- A. Ama nasıl olabilir benim imkansızdı. Bana benim anne olamayacağımı söylemişlerdi.

Doktor:
- Doktorunuz kimdi?

- ......

- Ah o doktor şu an hapiste. O gerçek doktor değildi. Yani doktorluk hakkında hiç bir şey bilmiyor diyebilirim. Konumuza gelelim. Dediğim gibi 3 aylık hamilesiniz. Ama karnınız sanki 1 aylık gibi duruyor çünkü siz bebeğinizinden haberiniz olmadığı için beslenmenize dikkat etmemişsiniz. Ondan dolayı bebek küçük kalmış. Artık varlığından haberiniz oldu ondan dolayı  artık dikkat edeceksiniz. Size vitamin hapları da vereceğim bebeğiniz kısa sürede gelişecek ve her ay kontrole gelip bebeğinizin durumuna bakacağız. Eşiniz burada mı onunla konuşmak istiyorum sizinle ilgili.

- Eşim yok. Yani burada yok.

- Peki o zaman çıkış yapabilirsiniz. Geçmiş olsun.

- Sağ olun.

Doktor çıktıktan sonra annemle babam içeriye girdiler. İkisi de telaşlı telaşlı bakıyorlardı. Eğer bunu duyarlarsa beni geri döndürürlerdi. Artık bir evladım vardı. Ona tutunmalıyım. Onu kaybetmemek için  savaşacaktım.

Mirza'ya hiç söylemeyecektim. Duyarsa kötü olacaktı. Ondan uzun bir süre saklamak zorundaydım. En azından buradan gidene kadar sır kalmalıydı.

- Bir sıkıntı yokmuş. Aç kalmışım güçsüz kalmışım ondan dolayı bayılmışım. Endişeli bakmayın lütfen.

- Kızım korktuk kötü bir şey var diye. Şükürler olsun ki iyisin.

- Kızım çıkış izni verildi gidelim mi?

- Gidelim eve.

Hastaneden yavaşça toparlanıp çıktık ve eve doğru gidiyorduk. Bizim sokağa girince bir sürü arabalar vardı siyah siyah. Bu arabaların tek sahibi sadece "MİRZA" ydı. Yine neden gelmişti?

Eve geçiş yaptıktan sonra dikkatlice arabadan indim. Karşımda arabaya yaşlanmış bir şekilde bekliyordu.

Babam:
- Ne oldu Mirza Ağa?

- Boşanma davasını açtım imza gerekiyordu. Onu getirdim.

- Sen ne zahmet ettin adamlarına deseydin getirirlerdi.

- Size sorgulamak düşmedi Selim Bey.

Laf sokmasından da hiç geri kalmıyordu.

- Tamam getir imzalayayım.

Getirdi ve kalemi aldım ve okumaya başladım. Okurken gözlerim doldu bir kaç damla düştü kağıda ama sonunda mutluluk vardı değil mi? Bu yaşlar mutluluk gözyaşlarıydı.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin