41. BÖLÜM

3.3K 107 8
                                        

Mirza'nın ağzından:

Olayların üstünden 1 hafta geçmişti. Şirin'i zorla burada kalmamızı ikna etmiştim. Abim de tatlı diliyle Şirin'e kendini affettirmişti. Benim abime karşı hala öfkem geçmemişti. Abimle iş dışında kolay kolay konuşmuyordum.

Şirin de kendini toparlamıştı. Benimle tek tük konuşuyordu. Daha fazlası gelmiyordu.
Bende seslenemiyordum. Hatamı biliyordum. Beni affetmesini bekliyordum.

Evde 1 hafta kalmıştım. Şirin'in düzelmesi için onun başını beklemiştim. 1 hafta sonrasında ise kendi kalmamı reddetmişti. Bende kabul etmiştim ve şuan işe geçmiştim. İşlerimi hallediyordum.

Bugün işe gitmiştim ama baş başa yemek ayarlamak istemiştim ve deniz de yemek yemeye karar vermiştim.

Her şeyi organize etmiş ve eve de bir kutu gül göndermiş not ile de hazırlanmasını söylemiştim.

Şimdi de herhangi bir mağazaya uğrayıp rahat spor bir şeyler alıp giydikten sonra eve Şirin'i almak için arabayla eve gidiyordum...

Eve varmıştım ve Şirin'i bekliyordum. Telefonuma gelen mailleri kontrol ediyordum. Geldiğini farkettim ve telefonu bırakıp kapının kulpunu itmiştim o da binmiştim.

Saçları hafif ıslaktı ve üstüne lacivert sade elbise ve onun üstüne de mavi çiçek desenli ince hırka giymişti.

Arabayı çalıştırıp birbirimizle konuşmadan restoranta gelmiştik. Yanına geldiğim de elini tutmama izin vermişti ve restoranta giriş yapmıştık.

Restorantın ortasına oturmuştuk. Bir şeyler sipariş etmiş ve hala konuşmamıştık. Artık başlamam gerektiği farketmiştim.

- İlk öncelikle özür diliyorum. Hatamı sonradan anladım. Bir yandan da haklıydım. Senin başına öyle bir şey gelse sende benim gibi olacaktın. Sinirlenip sayacaktın. Her neyse. Berfin olayını ne yapacağımı bilmiyorum ama halledeceğim.

- Evet aynısını bende yapardım ama hamileyim. O kadar bağırışı her şeyi kaldıramayacağımı unutmuştun. Ondan bende seslenemedim. Berfin olayını diyorum ki. Berfin de istiyor, Hazar da. Sen de biliyorsun. Cezasını çekmeye hazır Hazar. Bırakalım cezasını Berfin versin. Ne dersin?

- Bilemiyorum canım. Abimle, babamla bir araya gelip konuşmamız lazım. En kısa sürede halledeceğim. Ama hallettikten sonra Hazar benim gözümde arkadaşım değil artık.

- Ya Mirza. Mesela sen kalbine söz geçirebildin mi? Beni hala seviyordun eskiden ayrı olsak bile. Hazar da senin gibi. Tamam konuşma ama affet. Hatırım için.

Şirin'in böyle konuşması ile ikimizin arasında da sessizlik oluşmuştu.

Sonrasında ise tekrar konuşmak için hazırladığım da garson gelmiş ve yemekleri getirmişti. Ondan dolayı konuşamamış, gelen yemekleri yemeye başlamıştık.

- Güller çok güzeldi.

Demişti ve gülümsemişti.

- En güzelini bulamadım ama olsun.

- Gelenler de güzeldi.

- Yok ondan daha güzeli var mesela sen.

Utanmış gülümseyip yemeğine dönmüştü. Yemeklerimizi yemiş ve şimdi de tatlımızı yiyorduk.

Ta ki telefon çalana kadar. Abim aramıştı ve çocuklar birbirine girdiğini ayıramadıklarını söylemişti. Biz de acele ederek hesabı isteyip kalkmıştık.

Sonrasında da araba binip eve doğru geçtik.
Ev birbirine girmiş ve geldiğimiz de Demir'le Ceren oturmuş, birbirlerine sinirli sinirli bakıyordu. Şirin hemen yanlarına gidip ikisinin de başını öptü ve odaya çıkarttı. Bende yanlarına doğru gidiyordum. Odalarının önlerine geldim odaya girdim.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin