5.2

211 19 13
                                    

Rose'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rose'den

Tanrım...
Bana ne oluyor?
Neden böyle his ediyorum?
Kıskançlık duygusu bütün vücudumu ele geçiriyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum.

"Ben kantine gideceğim kuşum bir şey ister misin?"

Sıraya gömdüğüm kafamı sıradan bir milim dahi oynatmadan olumsuz bir mırıltı çıkardım.

"Ben gelene kadar hiç bir yere kaybolma."

Yanımdan uzaklaştığını anlamamı sağlayan ayak sesleri ile kafamı kaldırıp boş gözlerim ve ifadesiz suratımı sınıfta gezdirdim.
Aniden gelen mide bulantısını es geçip çantamdan rast gele bir test kitabı çıkardım. Bir kaç soru çözdükten sonra daha da artan miğde bulantısı ile lavaboya gitmek üzere ayağa kalkıp yavaş adımlar ile yürümeye başladım.

Önüme geçen bedeni fark ettiğim de durdum ve kafamı yerden kaldırıp yüzüne baktım.

"Selam Rose"

"Selam"

"Sen den bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi Joon Seo"

"Edebiyat notlarını kısa bir süreliğine alabilir miyim!"

"Sonra ki ders tekrar gel"

Tebessüm edip adımlarımı hızlandırma ya başladım.
Lavaboya girdiğimde kapıyı kilitleyip klozetin kapağını kaldırıp zaten boş olan miğde mi biraz daha boşalttım.

Sanırım revire gitmeliyim. Bu halde derse giremem.

Elimi yüzümü yıkayıp lavabo dan çıktığım da revirin yolunu tuttum.

Merdivenler den bir kaç basamak indiğimde iki tanıdık ses durmama neden oldu.

"Cidden Jungkook annem seni çok sevdi! Yardım ettiğin için çok sağ ol artı annemin gözü ben okuldayken arkada kalmayacak ve biraz olsun daha fazla kendini düşünecek."

"Önemli değil annen ne zaman isterse tekrar görüşebiliriz."

"Okul çıkışı bir şeyler yapmaya ne dersin?"

Daha fazla katlanamayıp güçsüz ve oldukça titrek adımlarımı basamaklardan indirmeye devam ettim.

İki sinin gözleri de beni bulduğun da soğuk bir ses ile konuştum.

"Neye bakıyorsunuz? Önünüze dönün."

"Rose iyi misin?"

"Neden soruyorsun?"

Yuna'nın sorusuna aniden çıkışmam ikisinin de afallamasına neden olmuştu.

"Ben... Sadece merak ettim."

"Biraz daha nazik olabilir misin Rose."

"Emredersin Jungkook"

Göz kapaklarımın ağırlaştığını his ettiğim de elim ile trabzanladan destek alarak basamakları inmeye devam ettim.

"Rose iyi görünmüyor sun. Kendini iyi his etmiyor musun?"

Önce ki sesine kıyasla sesi daha yumuşak çıkmıştı.

"Hayır. Gayet iyiyim Jungkook."

Adımlarımı hızlandırmak için yeltendiğimde tam  dengemi kaybedeceğim sıra Jungkook kollarını bedenime sarar iken mırıldandı.

"Özür dilerim"

Cılız ve hasta olduğumu fazlası ile belli eden sesimi yükselterek konuştum.

"Ne yapıyorsun bırak beni!"

"Olmaz revire gidiyoruz."

"Kendim de gidebilirim!"

O çoktan merdivenlerden inmeyi biritirmiş ve sağ koridor da ki ilk kapıyı açıp beni sedyeye bırakmıştı.

"Bak. Ben... Gerçekte özür dilerim Rose."

"Ne için? Beni yağmurda beklettiğin için mi? Yoksa bana sebebini söylemeye bile tenezzül etmediğin işini halletmek için ilk ve en önemli prova ya gelmeyip Jimin ile eşleşmeme neden olduğun için mi?"

"Jimin ile mi?"

"Tabi. Bilmemen normal. Çünkü gelmedin."

Gözlerimi kapıdan içeri giren doktora takılırken konuşmaya başladım.

"Sadece midem bulanıyor."

"Çıkabilirsin Jungkook. Daha sonra konuşuruz."

💎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin