4.9

210 19 17
                                    

Rose'den

Tanrım...

Sıkıntıdan patlayacağım!

Hayır bir insan dersi bu kadar mı yavaş, sıkıcı, ve düz anlatır.

Teneffüs zilinin çalması ile büyük bir oh çekip sınıftan çıkmak için kapıya yöneldim.

"Nereye gidiyorsun?"

Lisa'nın sorduğu soruya karşılık adımlarımı durdurmadan devam ettim.

"Bahçeye çıkacağım."

Kapıya vardığım da karşımda duran bedene kısa bir bakış atıp stabil bir ses ile konuştum.

"Jungkook'u mu arıyorsun Yuna?"

"Hayır. Beni buraya Jungkook gönderdi."

"Hmm. Peki o halde bahçeye çıkacağım gelmek ister misin?"

"Bu da kim?"

"Lisa biraz daha nazik olabilirsin. Bu kız Yuna Jungkook'un arkadaşı."

"Eee"

"Eee si... Jungkook onun ve benim iyi geçinme mi istiyor."

"Hmm"

Lisa'nın kaşlarını kaldırıp bu sesi çıkarması şüpheye düştüğü anlamına geliyordu.

"Onunla iyi anlaş Lisa"

Lisa kafasını sallayıp yumuşak ve otoriter bir ses ile konuştu.

"Gidelim."

***

"İyi anlaşmanıza sevindim."

Dedi kolunu omuzuma atarken.
Kafam ile onaylayıp tebessüm ettim ve karşılık verdim.

"Anlaşılması zor biri değilim Jungkook"

"Haklısın sevgilim."

"Bana okulda böyle seslenme lütfen."

"Neden"

Etrafımada göz gezdirip tekrar ona baktım.

"Her kes bize bakıyor. Çok tuhaf hissediyorum. Ben bu kadar gözün beni izlemesine alışık değilim."

"Önemi yok. Artık hep odak noktası olacaksın zaten. Sen alışmadığın sürece kimse alışmaz."

"Yuna?"

"Hm?

Jungkook'un ona seslenmesi ile gözlerini daldığı yerden çekip bize döndü.

"İyi misin? "

Başını sallayıp Jungkook'un sorusunu yanıtladı.

"Sadece küçük bir baş ağrısı. Önemle değil."

"Neden baştan söylemedin? Hadi kalk revire gidelim."

Yuna'nın bileğinden tutup okulun revirine doğruğru sürüklemeye başladığında şaşkınca ikisine baktım.
Jungkook gerçekten de ona değer veriyordu.

"Bu kız Sungjae ile çıkıyordu önceden. Hatta her kes onun Sungjae'nin ondan önce ki sevgilisi ile aralarına girdiğini söylüyordu. Dikkat et derim."

"Yine başladın dedikodu ya kız da ha yeni kalktı"

Omuz silkip oturduğu yere biraz da ha sinmiş ti.

"Bak kim geliyor"

Kafasını kaldırdığın da gördüğü manzara gerilmesine sebep olmuştu.
Alel acele oturduğu banktan kalkıp telaşla bir şeyler zırvalamaya başladı.

"Ben... Ş-şey yapayım k-kantine gideyim bir şey alayım şey... Iııı- aman alacak bir şey bulurum ben. Sen ne istersin?"

"Çilekli süt"

O koşar adımlar ile kantine doğru ilerlerken Tae çoktan bankın bir köşesine yerleşmiş ti bile.
Yüzünü daha yakından görmem paniklememe neden olmuştu.

"Aman Tanrım! Yüzüne ne oldu!"

"Önemli değil boş ver. Lisa neden kalktı?"

"Kantine gitti. Neden soruyorsun?"

"Hiç"

Yandan bir gülüş atıp telefonu ile oynamaya başladı.

Ben de telefonumu açıp bir kaç dans koreografileri araştırıyordum.
Ancak pek odaklandığım söylenemez di.
O kızı gözüm tutmuyordu. On da yanlış giden bir şeyler olduğuna emindim. Lisa'nın söyledikleri kulaklarımda yankılanır iken paniklemeye başlıyordum.
Ders zilinin çalması ile ayağa kalkıp Tae'ye döndüm.

"Dese girmeyecek misin?"

Gözlerini telefondan ayırmadan başını bana çevirmeye çalıştı.

"Yok böyle iyiyim."

Onayladığı mı belirten bir mırıltı çıkarıp.

Düşüncelerim ve ağırlaşan bedenim ile okulun girişine yöneldim.

💎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin