7.4

180 23 2
                                    

Joo Seo'dan

Kulaklarıma işittiğim zil sesi ile başımı sıradan kaldırıp çantamı tek koluma geçirdim ve okulun çıkışına ilerledim.

Ayaklarımı yere sürtüp sıkkın bir nefes verdim.
Canım yanmıştı.
Hem de fazlasıyla.
Ama bu fikrimi değiştirmeyecekti. Onu sonsuza kadar bekleyebilirdim.
Çünkü ona olan sevgim karşılıksız .
Ondan karşılık beklemeden seviyor ve değer veriyordum.
Gözlerimi kısa bir süreliğine kapatıp derin bir iç çektim. Daha sonra gözlerimi yavaş ve sakince açıp karşıda toplanmış kalabalığa baktım.

Ne karmaşa ama. Ne olmuş olabilir ki?
Yanımda duran teyze kafasını ben den bir kaç yaş büyük olan kıza çevirdi ve konuşmaya başladı. Tamamen istem dışı bir şekilde söylediklerine kulak misafiri olmuş ve bu yüzden utanarak kafamı aşağı eğmiştim.

"Gördün mü Min Seol-ah? Karşı da genç bir kıza araba çarpmış. Durumu ağır görünüyordu."

"Ah evet adamın biri çarpıp kaçmış galiba! Onun için üzüldüm..."

Gözlerim gelen ambulansa iliştiğin de kaşlarımı çatıp aklıma giren iğrenç düşünceden kurtulabilmek için kafamı iki yana sallayıp tekrar kalabalığın olduğu yere baktım. Olabilir miydi? Dünden beri onu hiç görmemiştim. Nasıl ve nerede olduğunu bilmiyordum. Eğer o olsaydı vicdan azabı çeker miydim?

Yanımda ki teyze ye dönüp kibarca aklım da ki soruyu sordum.

"Acaba kızın kaç yaşında olduğunu biliyor musunuz efendim?"

"Hayır ama liseli gösteriyor. Siyah ve düz saçlı bir kız. Yoksa tanıyor musun?"

Liseli, siyah ve düz saçlı...
Bu kriterlere uygun bir çok kız vardı.
Fakat ne yazık ki bu kriterlerin içinde Yuna'da vardı.

Gözlerimi trafik ışığına çıkarıp yanan kırmızı renge baktım. Tam zamanıydı.
Adımlarımı kazanın olduğu yöne döndürdüm ve bir kaç adım attım fakat  sonra ki adımı atamadan kolumdan geriye çekilmiş ve afallamıştım. Ardından hızla geçen yük kamyonunu görmem ile sertçe yutkunup temin hayatımı kurtaran o kişiye döndüm.

Tanrım şükürler olsun...
Kollarımı Yuna'nın bedenine sarıp bir kaç saniye öyle kaldım.

Kamyonu durduran şoför yanımıza geldiğinde çekingen ve suçlu bir ses tonu ile konuşmaya başladı.

"Siz... İyi misiniz? Ben gerçekten özür dilerim. Bir kaç gündür yolda olduğum için tamamen dalgınlığıma gelmişti. İsterseniz hastaneye gidebiliriz."

Kollarımı Yuna'dan ayırıp şoföre döndüm.

"Bir şeyimiz yok. Fakat bu şekilde kamyon kullanmanız çok yanlış."

"Biliyorum çocuklar. Tekrar özür dilerim."

Arkasını dönüp kamyona doğru yol aldığında Yuna'nın oldukça net ve stabil sesini işitmem uzun sürmemişti.

"Daha dikkatli olmalısın."

"Kırmızı ışık yanmıştı. Sence suç benim mi."

Omuz silkip tekrar konuştu.

"Neden bu kadar endişeli gözüküyor sun?"

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin