𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)

2.0

"Rose"

"E-efendim."

"İyi görünmüyorsun."

"Be-ben iyiyim"

"Rose gördüğün şeyleri yanlış anlamadın değil mi?"

"Açıklama yapmak zorunda değilsin Jungkook. Gitmeliyim."

Arkamı döndüğüm de gözümden akmaya başlayan hayal kırıklıklarım görmemi engelliyordu, Kuruyan boğazım konuşmamı, hızlanan kalbim nefes salma mı, yaşadığım şeyler ise yaşamamı.
Ayakta gezen bir ruh gibi hissediyordum kendimi.
Kafese kapatılmış kuş.
Hayal kurması yasaklanmış bir çocuk.
Aşk hayatı kısıtlanmış bir kız...
Yanlış kişiye yanlış duygular besleyen bir zavallı...
Evet. Bu tabirin ta kendisi idim.

Kantin den su ve bir paket jelibon alıp ağacın altında ki banka oturdum.
Sitresli olduğum da jelibon yerdim. Nedenini bilmediğim bir sebepten ötürü rahatlama ma neden olurdu.

Endişelenme me neden olabilecek kadar fazla gelen bildirim sesi dikkatimi çekmeye başlamıştı. Telefonu açıp mesaj kutusuna girmek ti planım. Ama Lisa arayınca kısa bir süre bu planı iptal etmek zorun da kaldım.

"Rose hemen dans salonuna gel balonun günü değişmiş. Ve çok az vaktimiz var!"

"Sakin ol Lisa geliyorum."

Gözlerimi kapattım. Kafamı gökyüzüne kaldırdım, dudaklarımın arasından geçirdiğim jelibonu çiğner ken içimden 10'a kadar saymaya başladım

***

"Hadi ama çocuklar! Ne oluyor size? Balo tekrar düzenlendi ve sadece beş gününüz var. Her ne derdiniz varsa dans dışında bırakın lütfen! Bakın çocuklar bu bir yarışma olacak. Vokaller, rapçiler ve dansçılar arasında. Kendinizi toparlayın artık! "

İnanamıyorum herşey neden bu kadar ters ti... Tanrım...