6.1

222 19 71
                                    

Joo Seo⬆️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Joo Seo⬆️

Joo Seo'dan

Lanet olsun! Telefonum sınıfta kalmış.
Hızla sıradan çıkıp okula doğru koşmaya başladım.

Merdivenler de ki görüntü fazlasıyla korkup paniklememe neden olmuştu.

"Aman Tanrım Rose!"

Yanına koşup onu sarsmaya başladığımda güçsüz ve acı dolu sesi ile bir cümle kurmuştu.

"Yardım et... Canım çok yanıyor."

Tanrım! Delirmek üzereydim!
Kollarımı Rose'nin bedenine sarıp onu kucaklamıştım. Ardından koşarak revir in yolunu tutmuştum.
Kapı kapalıydı ve kucağımda Rose vardı.
Kapıyı tekmelemeye başladığımda doktor kapıyı açıp konuşmaya başladı.

"Olamaz ne oldu ona?!"

"Merdivenler de baygındı lütfen bir şeyler yapın canı çok yanıyor kafasını çarpmış olmalı!"

"Müdüre haber verip ambulansı arayacağım."

Koşarak odadan çıktığın da Rose'yi sedyeye yatırıp karşımda ki sedyede oturan ikiliye baktım.
Jungkook donuk bir şekilde Rose'ye bakıyordu. Bu beni daha da öfkelendirmişti.

Koşar adımlar ile Jungkook'un yanına gidip çenesine sert bir yumruk salladım ve iki elimi yakasına yapıştırıp onu duvarlar arasına aldım.

"Bir insanı korumak çok mu zor?!
Eğer onun yanında olmayıp başka bir kıza göz kulak olacaksan neden onunla bir ilişki kurdun?!"

Yüzüne bir tane daha yumruk indirip onu yere fırlattım.

"Onun değil Rose'nin yanında olmalıydı!"

Bu yaptıklarıma rağmen hala tepkisiz kalan Jungkook'a sert bir bakış attım.

"Sen ona iyi gelmiyorsun Jungkook!"

Tam bir yumruk daha atacak iken önüme geçen beden ile durdum.

"Yeter durun artık!"

Kızı kolundan tutup Sertçe sedyeye oturttum.

"Sen bu olaya karışacak kabiliyette değilsin! Kimsin sen!"

Sorumu yanıtlayamadığın da tekrar konuştum.

"Ben de öyle düşünmüştüm HİÇ KİMSE!"

Tekrar yerde ki bedene döndüğümde dehşete düşmüş bir şekilde Rose'yi izliyordu.

"Rose..."

Sesi cılız ve panikli çıkmıştı.

Kafamı Rose'ye çevirdiğim de.

"Tanrım!"

Yastığa yayılan kırmızı lekeyi görmem ile bütün dolapları karıştırmaya başlamıştım. Ona bir şey olacak korkusu bütün bedenime yayılıp fazlasıyla paniklememe neden olurken oldukça hızlı hareket etmeye başlamaştım. Ama yoktu... Şu an işime yarayabilecek hiç bir şey yoktu! Ve ben elim kolum bağlı bir şekilde bekleyemezdim.

"Ah!"

Rose'nin sesini duymam ile yanına gidip elini elime aldım.

"Rose?"

Acı dolu bir inleme firar etmişti hafif kırmızıya kaçan ruju ile süslenmiş dudaklarından.

"Dayan Rose hepsi geçecek. Sana söz veriyorum."

"Teşekkür ederim Joo Seo"

Gözlerini açmadan kurduğu bu cümle cenımın daha fazla yanmasına neden olmuştu. Çünkü hiç bir şey yapamıyordum. Elimden hiç bir şey gelmiyordu.

***
"Ailesine haber verene kadar bir refakatçı gerekiyor."

Jungkook tam harekete geçecek iken onu kolundan tutup geri çektim ve hemen ortaya atındım.

"Ben gelebilirim."

Ardından Jungkook'a küçümser bir bakış atıp sözüme devam ettim.

"En azından onu koruyabilirim"

Jungkook sıkıntılı bir nefes verip kafasını yere eğdi ve bakışlarını bana yöneltti.

"Haklısın..."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin