3.7

275 23 10
                                    

Telefonumdan gelen melodi ye kulak verip elimi cebime attım ve telefonumu çıkarıp yeşil tuşa bastım.

"Alo?"

"Hafta sonu geliyorsun değil mi Rose?"

"Tabi ki de geliyorum Jisoo"

"Peki tatlım. Hafta sonu sana ve o sihirli ellerine ihtiyacım var. Çünkü doğum günü partisi olacak"

"Orda olacağıma emin olabilirsin."

Bir kaç saniye kıkırdayıp teşekkür etti.
Önemli olmadığını söyleyip telefonu kapattım ve cebime geri koydum.

Nere de bu çocuk?

Dakikalarca Jungkook'u aramama rağmen hala bulamamıştım. Telefonu da kapalıydı. Bakmadığım tek bir yer kalmıştı. Müzik odası.

Adımları hızla müzik odasını yöneltip ilerleme başladım.
Kapının önüne geldiğimde duraksayıp kapının kolunu yavaş ve sessizce ittim.

Gördüğüm şey kanımı donması a sebep olurken gözlerimden süzülmeye başlayan yaşlara engel olamamıştım. Sessizce olanları izliyordum nasıl bakıştıklarını. İçimde parçalara ayrılan bir şey hissediyordum. Beni öldürmekten daha beter edecek bir acı. Derin bir nefes alıp verdiğim de fısıldadım.

"Yaptın Jeon Jungkook."

Gözlerimi yumup devam ettim titremesine engel olamadığım ses tonumla.

"Beni öldürmekten de beter ettin."

Üstünde ki kızı itip bana döndü.

"Hayır! Rose! Anladığın şey değil!"

Adımlarımı temin merakla geldiğim koridora yönlendirdim bu sefer ölü bir beden ile. Bu işe hiç girmemeliydim.
Elinde sonun da rüyadan uyanacağımı kabullenmeliydim.
Ama yapamamıştım. Çünkü uyanmak istemiyordum...

Boşardın Jungkook... Sana verdiğim gücü üzerimde kullanıp ölmekten daha beter ettin beni...!

🤩

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🤩

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin