𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)

5.0

Jungkook'tan

"Daha iyi misin?"

"Jungkook sana küçük bir baş ağrısı olduğunu söylemiştim."

"Tedbir tedbirdir Yuna."

"Şey... Bu gün-"

"Annen ile tanışacağım."

Sözünü tamamlamam hoşuna gitmiş olacak ki gülümseyip devam etti.

"Teşekkür ederim."

"Arkadaşlar bunun içindir."

"Evet. Arkadaşlar... Bunun içindir."

Kulağımı dolduran zil sesi ile Yuna'ya veda edip sınıfın yolunu tuttum.

Tek yapmam gereken annesi ile tanışıp Yunanın arkadaşı olduğumu söyleyip onun ile biraz konuşmak tı. Böylece kızının yanlız olmayacağını anlayıp rahatlayacak tı ve pozitif düşünceler ile dolacaktı. Böylece hem o hem de annesi biraz olsun daha iyi his edebilirdi. Umarım annesine bir şey olmaz.

***

Telefonumu elime alıp Rose'ye prova ya gelemeyeceğime dair kısa bir mesaj yazmıştım.

Rose'den

Sorunu ne bunun? Bu yarışma bizim için çok önemli. Hiç bir prova yı kaçırmamalı.
Önemli bir işi olmalı...

"Jungkook'u beklemeyeceğiz. Küçük bir işi çıkmış."

"Peki... Bence dans için bir çift olsun. Gösterinin sonuna doğru güzel bir şov yaparlar. Vokal, dansçı ve rapçi fark etmez. Veee bence bu çift dansına uyan iki kişi var."

Her kesin odak noktası olduğum da dona kalmıştım. Gurubun tamamı Lisa'ya katıldığında dudaklarımın arasından kayıp giden cümleye engel olmamıştım.

"Ama-"

Asık suradımı fark eden Jimin kibar ve sakin sesi ile konuşmaya başladı.

"Aklında ki koreografileri bana göstere bilirsin. Ben de Jungkook'a öğretirim."

"İstemez. Onun önemli işleri var şu an uğraşma boşuna. Daha ilk günden prova yı asarsa bu yarışmayı kazanma olasılığımızın düşmesine neden olur. Umarım böyle devam etmez!"

Her kes ağzı açık bana bakarken öfkemi kontrol etmeye çalışırken gözlerimi yumup derin bir nefes aldım.

"Üzgünüm çocuklar kaybetme olasılığını göze alamayız. Partnerim sen ol Jimin."

"Ama Rose sadece bir gün gelmedi. Nede-"

"Ve o gelmediği gün ilk gün Jimin. Her kese görev dağıtımı yapılıp koreografi üzerine tartılaşacağı gün. En önemli gün! Bu onun sorumsuzluğunu gösterir."

Jimin bu tepkime karşı sessiz kalmıştı.
Çünkü diyecek ve ya savunacak hiç bir şeyi yoktu.

Hemen yanımda olan çantamı kavrayıp içinden ayıcıklı jelibonlarımı aldım.

"Beş dakika sonra başlayalım."

Bir köşeye oturmuş jelibonlarımı kemirirken omzumda bir el his etmem ile kafamı elin sahibine çevirdim.

"Rose sana söylemem gereken bir şey var."

"Neymiş o?"

"Jungkook'un okuldan bir kızla çıktığını gördüm."

Jennie'den duyduğum şeyler ile kan beynime sıçrar iken yüz ifademi stabil tutmaya çalıştım.

Elimde ki jelibon paketini sıktığımda çıkan sesin sınıfta yankılandığını fark ettim. Zaten oldukça sessiz olan sınıfta bu ses fazlası ile dikkat çekmişti.

"Hiç kırmızı jelibon kalmamış. Bu çok sinir bozucu..."

💎